Ülker, 25 yaşına geldiğinde, Anadolu’ya mal sevkıyatında sıkıntı yaşanmaya başladı. Özellikle Ankara’nın doğusundan gelen siparişler karşılanamıyordu. Bunun üzerine, başkentte bir fabrika kuruldu ve ortak edilen bayilerin hisse senedi bedeli, satış priminden karşılandı.
Üç kıtaya yayılmış bulunan Osmanlı İmparatorluğu, Sanayi Devrimi’ne ayak uyduramamıştı. Bu devrimin başlayabilmesi için, öncelikle elektrik enerjisine ihtiyaç vardı. Elektrik, koca cihan imparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’na girerken, yani 1914 yılında, sadece iki merkezde; başkent İstanbul ile savaş sonrası kaybedeceğimiz Şam kentinde bulunuyordu.50
Osmanlı Devleti, 19. yüzyılın başlarından itibaren kamu teşebbüslerini oluşturmaya başladı. İlk olarak, 1835’te İstanbul Feshane’de çuha, fes ve battaniye imal eden bir fabrika kurdu. Onu, aynı yıl İzmit’teki çuha ve asker elbisesi fabrikası izledi. 1845’te kurulan Hereke Fabrikası’nda ise, kadife ve ipekli kumaş imal edilecekti. 1892 yılında Yıldız Parkı’nda kuruluşu gerçekleşen ve faaliyeti bugün de devam eden Yıldız Porselen Fabrikası, Osmanlı’nın son dönem sanayi tesisleri arasında yer aldı. 20. yüzyılın başında ise, Beykoz Askeri Kundura, Çizme ve Palaska (özel askeri kemer) Fabrikası kuruldu.51 Şimdi, yüzyıl sonrasına gelelim.
1965 Türkiyesi’nde enerji sorunu hâlâ sürüyordu. Bu sorun, sanayileşmenin de önünü tıkamaktaydı. Ülkemizin en büyük kenti, dört imparatorluğa başkentlik yapmış olan İstanbul’da yeterli elektrik de, su da yoktu. Asım ve Sabri Ülker kardeşler, 1944 yılında Eminönü’ndeki bir küçük imalathanede başlattıkları bisküvi üretimini Topkapı dışında sürdürmek istiyorlardı, ama elektrik ve su kaynaklarına yakın olan bir arsa bulmakta güçlük çekiyorlardı.
Türkiye’nin doğalgazdan da henüz haberi yoktu; kömürden havagazı ve elektrik enerjisi üretiliyordu. Akarsular ise, başıboş akıp denizlere ve ummana (okyanus) doğru gidiyordu.
İğneden ipliğe hemen her şey ithal ediliyordu. Kaçak malların satıldığı, halk arasında adı “Amerikan Pazarı”na çıkan dükkânlar, çok iyi iş yapıyordu.
Ülkemizde topluiğne imal edecek ilk fabrika dahi ancak 1968 yılında, İstanbul’da faaliyete geçebilecekti.
Sabri Ülker’in Fatih’teki evinde telefon olmasına rağmen, Surdışı’ndaki fabrikasında telefon yoktu. Çünkü İstanbul Telefon İdaresi’nin elinde, Ülker Fabrikası’na tahsis edebileceği telefon numarası bulunmuyordu.
Dönemin AP hükümeti, ülke çapındaki bu telefon sorununu halledebilmek için PTT’nin bir Kanada firmasıyla anlaşma yapmasını sağladı. İstanbul’un Ümraniye semtine, Kanadalıların teknik desteğiyle kurulan fabrika, telefon santralı üretmeye başlayınca, hayati önem taşıyan bu sorun da giderilebildi.
Ülker’in, “Akşama babacığım, unutma Ülker getir” reklamları, sadece gazete sayfaları ile radyo mikrofonlarında yer alıyordu. Türk insanının, televizyonla tanışması ise, artık gün sayıyordu. Oysa İngilizler, bu sihirli kutuyu, 1936 yılından beri ilgiyle seyrediyordu.
Fırat Nehri’nden elektrik enerjisi elde etmek için 1966 yılında harekete geçildi ve Keban Barajı’nın temeli atıldı. Sadece Keban’da üretilecek olan elektrik enerjisinin miktarı, o dönemin şartlarında tüm Türkiye’de üretilen elektrik miktarından daha fazlaydı. Keban, ancak sekiz yıl sonra devreye girebildi. Enerji sorunumuz da 20. yüzyılın son çeyreğinde kademeli olarak çözülmeye başlandı. Bütün bu imkânsızlıklara rağmen, Türkiye 1965-1971 döneminde, yüzde 5 enflasyon ve yüzde 7,7 kalkınma hızını yakaladı.
Ülker Firması, ülkedeki enerji ve su kaynakları sorununu, kendi imkânlarıyla aşarak, gelişmesini ve büyümesini sürdürdü. Ancak zamanla, özellikle Ankara’nın doğusundaki kentlere ürün sevkıyatında aksamalar yaşanmaya başladı. 1970 yılına gelirken İstanbul dışına açılma ihtiyacı doğdu.
O yıllarda, üretimin tamamı İstanbul’daki tesislerde yapıldığı için, ürün siparişlerinin zamanında karşılanamaması, Anadolu’daki distribütör ve bayilerin şikâyetine yol açıyordu. Ülker, o nedenle, ikinci bir kentte daha fabrika kurulması için gerekli hazırlıklara başladı.
Sabri Ülker, yeni fabrikanın kurulacağı ili belirlemek için, öncelikle bayiler nezdinde araştırmalara girişti, ardından da yeğeni Selçuk Berksan’la çalışmaya başladı. Berksan, o dönemi anlatıyor:
1960’lı yılların sonunda Ankara’da hiçbir tesis yoktu, ama arsa da yoktu. Bütün arsalar, devlet kurumlarınındı. Başkente Organize Sanayi Bölgesi kurulmaya çalışılıyor, fakat bir türlü ger- çekleşemiyordu. Sonunda, Esenboğa’daki Çankırı yol kavşağında bir yer bulduk. Burası, tam sanayi bölgesi değildi. Ancak, hem belediyeler, hem de idari makamlar bize çok kolaylık gösterdi. “Gelin, burada fabrika kurun” denildi. Biliyorsunuz, o yıllarda Anadolu’da “Fabrika yapıyorum” dediniz mi, akan sular dururdu.
Arsayı aldık. Fabrika ruhsatını da kolaylıkla sağladık. Ama arazinin zemin etüdünü yaptırdıktan sonra problemli olduğunu gördük. Pahalı bir temel inşaatı yaptık. O dönemde henüz “fore kazık” (zemini sağlam olmayan arazilerin temeline çakılan beton kazık) denilen sistem yoktu. Biz, Ankara fabrikasını fore kazık üzerine oturttuk.
Iş, bununla da bitmedi. Yine o yıllarda Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri de telefon teminiydi. Bir telefon numarası almak için araya bakanları dahi koyduk. Bakanlık kontenjanı çıkarttırdık, ama telefonu bağlatamadık.
Fabrikanın planlamasında da yine amcamla birlikte çalıştık. Yer, İstanbul’a göre nispeten büyük olduğu için, tek katlı yapmaya karar verdik. Tabii, “kapalı ekonomi” devri yaşıyorduk. İthalat mümkün değildi. Fabrikayı yerli makinelerle yapma gayreti içinde olduk. O yıllarda, Ankara’da Erkunt Makine Sanayii faaliyet gösteriyordu. Bu fabrikaya sipariş verdik. Bunun yanı sıra, daha önce Avrupa’dan İstanbul’a getirdiğimiz iki fırını örnek alarak, İstanbullu Ermeni bir ustaya, kendi atölyemizde gayet güzel fırınlar yaptırdık.
Erkunt Makine Sanayii’nden olumlu cevap aldık. Erkunt, siparişimiz üzerine fabrikasında sac atölyesi kurdu. O atölyede üç adet fırın imal ettirdik. Bunlar, İstanbul’da dahi bulunmayan fırınlardı. İstanbul’daki en büyük fırınımız, 45 metreydi, Ankara’da ise 60 metrelik fırınlar imal ettirdik. Bu, o dönemde çok büyük bir atılımdı.
Önce, Topkapı Takkeci’deki fabrikanın kurulması, ardından Davutpaşa’ya geçilmesi ve nihayet Ankara fabrikasının yapılması... Bütün bunlar, fevkalade hızlı gelişmelerdi.
Ankara fabrikasının devreye girmesi sayesinde, ürünlerimizin Anadolu sevkıyatı kolaylaşacaktı. Anadolu esnafını cezbetmek için amcam, zekâsını ortaya koydu; büyük bayileri, fabrikaya ortak etti. Bu sayede büyük bir üretim ve satış potansiyeli doğdu.
Bilindiği gibi, bisküvi, havaleli bir üründür. Yani, çok yer kaplayan bir ürün. Mesela “pötibör” ve buna benzer ürünler Ankara’da üretilmeye başlandı. Hem işçilikten hem de nakliyeden büyük tasarruf sağlandı. Ayrıca, ufukta yeni grevler görünüyordu. Ankara fabrikası, o bakımdan avantajlıydı. Bu tesisimiz, tam zamanında devreye girecekti.
Ülker Grubu’nun İstanbul ve Ankara’daki fabrikalarına 1970’li yıllarda tamamen yerli malı makine imal eden Erkunt Sanayi A.Ş.’nin sahibi merhum Mümin Erkunt, Sabri Ülker’le ilgili anılarını anlatırken, “Ülker’e iş yaptığımız dönemde, bizden memnun kaldıklarını ifade ettiler. Aramızda hiçbir anlaşmazlık çıkmadı. Bu işbirliği döneminde gördüm ki, Sabri Bey gibi sanayicilerin Türkiye’de sayısı çok az” diyordu.
Mümin Erkunt, Ülker Fabrikası’nın makinelerini imal ederken, Sabri Ülker’den nasıl etkilendiğini de şu sözlerle anlatıyordu:
Sabri Ülker Bey’le 1970’lerin başında tanıştık. Sabri Bey’in hem İstanbul’da hem de Ankara’da bisküvi imal eden fabrikası vardı. Türkiye o yıllarda bu tip imalat yapacak makine sıkıntısı çekiyordu. Ülke, döviz darboğazında olduğu için söz konusu makinelerin yurtiçinde imal edilebilme imkânları araştırılıyordu.
İşte böyle bir ortamda, Sabri Bey’le İstanbul’daki Pera Palas Oteli’nde buluşarak iş görüşmesi yaptık. Sabri Bey, fabrikaları için yerli malı makine imal ettirmek istiyordu. Sabri Bey’le görüşmemizden önce bir başka bisküvi fabrikasına makine yapmıştık. Bu konuda kısmen de olsa deneyim kazanmıştık.
Sabri Ülker Bey, Pera Palas’taki görüşmemiz sırasında önce faaliyet alanını anlattı. Ardından da kendilerine ait makine parkı hakkında bilgiler verdi. Konuşmasından, çok deneyimli bir sanayici olduğu anlaşılıyordu. Teferruatlar üzerinde durmuyor, konulara olumlu yaklaşıyordu.
Bisküvi makinesi imalatının projesini fabrikamızda görev yapan bir mühendis arkadaşımız yapmıştı. Biz de işletme olarak o projeyi imalata dönüştürmüştük.
Sabri Bey, bizim böyle bir işi yaptığımızı işitmiş olacak ki, benimle görüşme arzusunda bulundu. O sıralarda İstanbul’da büyük fabrikası vardı. Ankara’da Esenboğa yolundaki fabrikası ise yeni yeni gelişiyordu.
Sabri Bey’le prensipte anlaştık. Kendisi, öncelikle Ankara fabrikalarına makine takviyesi yapılmasını istedi. Ardından da İstanbul’daki tesislerine el atmamızı arzu etti. Sabri Bey’le prensipte anlaştıktan sonra fabrikaları gezdik. Kendisi ve teknik elemanları, bize çok ayrıntılı bilgi verdiler. Oysa, daha önce başka fabrikalara makine yaparken, o fabrikaların yöneticileriyle iletişim sorunu yaşıyorduk.
Zaman ilerledikçe, Sabri Bey’le dostluğumuz arttı. Kendisi, çok centilmen bir insandı. İmkânlarımızın sınırlı olmasına rağmen, Sabri Bey’in istediği makineleri zamanında yetiştirebilmek için biz de olağanüstü çaba harcadık.
Önce, fırınlarını yaptık. Ardından da bisküvi hamurlarının yoğrulmasını gerçekleştiren makineleri... Zamanla komple tesis kurduk.
Ülker’e iş yaptığımız dönemde, bizden memnun kaldıklarını ifade ettiler.
Aramızda hiçbir anlaşmazlık çıkmadı. Bu işbirliği döneminde gördüm ki, Sabri Bey gibi sanayicilerin Türkiye’de sayısı çok az.
Sabri Ülker’le, yaklaşık iki yıllık bir işbirliğimiz oldu. Bu süre içinde İstanbul’daki fabrikanın makinelerinde de yenilemeler gerçekleştirdik. Bu sırada Sabri Bey, inisiyatifi tamamen bize bırakmıştı. İş bittikten sonra ortaya hakikaten güzel bir tesis çıktı.
İş hayatında Sabri Bey beni etkilemişti. Kendisine karşı özel bir saygı duymaya başladım. İşte o günden sonra da bisküvi alma ihtiyacı hissettiğim zaman, elim daima Ülker paketine doğru uzandı. Hatırşinas olan Sabri Bey de zaman zaman bize ürünlerinden esaslı paketler yapar, gönderirdi.
Fuat Çanakçı: “Ankara fabrikası, Ülker’i başarıya taşıdı.”
Ankara fabrikasının kuruluşu sırasında, o dönemin tanığı olan Ülker Samsun Distribütörü merhum Fuat Çanakçı, fabrikanın kurulacağı il belirlenirken, Sabri Ülker’in izlediği stratejiyi şöyle anlatıyordu:
Ankara fabrikası kurulmadan önce, ürünler İstanbul’dan gelir, ancak siparişlerde büyük aksamalar olurdu. Sabri Bey’in bir satış prensibi vardı. Bu prensip, dairenin merkezinden, çapına doğru genişlemekti.
Merkez, o yıllarda sadece İstanbul’du. İstanbul merkezinden çevredeki iller, ürünü zamanında temin edebiliyordu. Ancak, özellikle Ankara’nın doğusu, sıkıntı yaşıyordu.
Sabri Bey, iletişimsizliği gidermek için, Anadolu Gıda Sanayii’nin (AGS) kuruluşuna karar verdi. Bu kuruluşla birlikte, merkez ikiye çıktı. Ankara fabrikası, Ülker’i başarıya taşıdı.
AGS, büyük bir girişim, büyük bir ileri görüşlülüğün sembolüdür. Bu girişime başlarken, bütün toptancılara mektup yazıldı. Ülker’le iş münasebeti olanlara, ısrarla telefon açıldı ve onlara “İlla siz de hisse senedi alın” denildi. Kendileri, bu yatırım için teşvik edildi.
Kütahya Bayii Ziya Yıldız’ın Ülker Grubu ile tanışıklığı 1952 yılına kadar uzanıyor. Yıldız Ailesi, o gün bugün Ülker ürünlerini pazarlıyor. Kendisi de, 1970’te Ankara’da kurulan Anadolu Gıda Sanayii Şirketi’nin hissedarları arasına dahil olmuş. Ziya Yıldız, bu şirketin genel kurul toplantılarından bir sahneyi naklediyor:
Anadolu Gıda Sanayii’nin hissedarlarındanım. Ülker Ankara Tesisleri kurulurken, bizi de ortak ettiler. Şirketin hisse senetleri, zaman içinde çok büyük değer kazandı.
Şirket, yaklaşık yirmi yıl kadar kâr dağıtmadı. Sabri Bey, bir genel kurul toplantısında, kâr payı dağıtılmamasını izah ederken, “Bu müesseseyi geliştirmek ve büyütmek için kâr payı dağıtmıyoruz. Ama isterseniz, dağıtalım” demişti. Ben de Sabri Bey’in izahından sonra, “Beyefendi, takdir edersiniz ki, hissedarlar arasında ihtiyaç sahipleri de var. Bu dünya fanidir. Hisseler trilyona ulaşsa, ne olacak, hissedar beş kuruş nemalanmadan öbür dünyaya gidecek” dedim. Aradan yirmi gün geçmeden, temettü (kâr payı) dağıtıldı.
Yine bir genel kurul toplantısında, Sabri Bey konuşmasını yaparken şu ilginç bilgiyi vermişti:
“Değerli hissedarlar, fabrikamızın çevresindeki köylerde dar gelirli, pek çok ihtiyaç sahibi insan yaşıyor. Zaman zaman bu ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunma gayreti içinde oluyoruz. Bu yardımların devam edip etmemesi konusunda fikirlerinizi öğrenmek istiyorum. Eğer bu yardımların devamı arzu ediliyorsa, izninizi rica edeceğim” dedi.
Tüm hissedarlar, Sabri Bey’i dikkatle dinledikten sonra, bu duyarlılığından dolayı büyük memnuniyet duyduklarını ifade ederek, “Allah razı olsun, devam edelim” cevabını verdiler.
Ülker’in Mersin Distribütörü Hasan Yozgat da, Ankara fabrikasının kuruluş dönemini yaşamış. Yozgat’ın anıları şöyle:
Sabri Bey, Ankara’daki fabrikayı kuracağı zaman, sürekli araştırma yapıyor ve bizlerin fikrini soruyordu.
O tarihte, Turgut Özal, Devlet Planlama Teşkilatı müsteşarıydı. Sabri Bey’e, bu fabrikanın, memleketi Malatya’da kurulması için ısrar ediyordu. Ancak Sabri Bey, gerekli araştırmaları yaptı ve yeni fabrikanın Ankara’da kurulmasına karar kıldı.
Sabri Bey’e, bir öğle yemeğinde, “Ağabey, fabrikayı niçin Ankara’nın Esenboğa bölgesinde kuruyorsunuz?” diye sorunca, bana şu cevabı vermişti:
“Hasan Bey, çok etüt ettim. Fabrikayı Eskişehir yoluna kurarsam, benim havaalanından gidip gelmem zor olur. Çankırı yoluna kurduğum zaman, benim havaalanıyla aram beş dakika olacak. Bana, zaman lazım...”
Biz, Ankara’daki fabrikaya ortak olarak alındığımız zaman, katılım sermayemizi önce Sabri Bey ödedi. Daha sonra, primlerimizden taksitler halinde kesti. Yani, para ödemeden hisse sahibi olduk.
1970’lerin başında Türkiye’de henüz “halka açık şirket”lerin varlığından söz etmek mümkün değildi. Bu uygulama, daha sonraki yıllarda başladı. Ancak, önce şirketler kurulup faaliyete geçti, sonra piyasa değeri artınca halka açıldı. Bu açılış sırasında ise, sermaye piyasasına, değeri yüksek hisse senetleri sürüldü.
Ülker, bayi ve distribütörlerini Anadolu Gıda Sanayi’nin kuruluş aşamasında ortaklığa davet etmiş, ancak hisse senedi alımlarına da sınırlama getirmişti. Bu sınırlamadaki amaç, büyük ortağın küçük ortağa üstünlük sağlamasını önlemekti. Sabri Ülker, ayrıca bayi ve distribütörlerin söz konusu hisse senetlerini kolaylıkla temin edebilmeleri için de bir yöntem geliştiriyor, hisse senedi bedellerinin, Ülker ürünlerinin satış primlerinden taksitle ödenmesine imkân tanıyordu.
AGS’nin kuruluş aşamasında, bayi ve distribütörlerin yanı sıra, pek çok hisse senedi yatırımcısı Ülker’e ortak olmak istemişti. Bu alıcılar, senet bedellerini peşinen ödüyorlardı.
Ülker Ankara fabrikası faaliyete geçtikten kısa bir süre sonra, hisse senedi değerleri arttı. Piyasadaki aktörler, Ülker’den yeni hisse senetleri almak için başvuruda bulundu. Ancak Sabri Ülker, hem dış taleplere hem de bayi ve distribütör taleplerine olumlu cevap vermedi. 2000’li yıllardan itibaren benzer taleplerle karşılaşacak olan Ülker’in ikinci kuşak Başkanı Murat Ülker de, babası Sabri Ülker’in tutumunu aynen devam ettirecekti.
Anadolu Gıda Sanayii’nin kuruluşunda uygulanan hisse senedi satışının bir benzeri, Ülker’in ilk kuruluş yıllarında da uygulanmak istenmiş, ama sonuç alınamamıştı. 1950’lerde yaşanan ve o dönemin şartlarında ilgi görmeyen teşebbüsü Murat Ülker anlatıyor:
Bilindiği gibi Ülker, 1944 yılında, İkinci Dünya Savaşı’nın kıtlık ve yokluk getirdiği bir dönemde kuruldu. Para da yoktu, hammadde de... Buna rağmen, rahmetli amcam ve babam, sıkıntıları aşabilmek için tüm imkânlarını seferber etmişler.
Bu arada, babam Sabri Bey, nakit darboğazını aşabilmek için hammadde temin ettiği tedarikçilerle tek tek görüşerek, onlardan borç erteleme istemiş. Bu erteleme görüşmeleri sırasında, Ülker’e günlük taze yumurta satan tedarikçisine, Ülker Gıda Şirketi’nin bir miktar hissesini teklif etmiş. Tedarikçi, Sabri Bey’in teklifine sıcak bakmamış.
Aradan yıllar geçtikten sonra, Ülker’in piyasa değeri artınca, Sabri Bey’in hisse vermek istediği yumurta tedarikçisi, babamı ziyareti sırasında “Sizin yapmış olduğunuz teklifi heba ettim” demiş.
1966 - 1970 yılları arasında yaşanan olaylar
1966-1970 yılları arasında ülkede önemli iç ve dış olaylar cereyan etti. Kıbrıs meselesinden dolayı Yunanlarla savaşın eşiğinden dönüldü. Bu arada, 27 Mayıs Darbesi’nin lideri Cemal Gürsel “görev yapamaz” raporu ile Cumhurbaşkanlığı’ndan alındı; yerine de Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cevdet Sunay seçildi. Bütün bu olumsuzluklardan sonra, nihayet televizyonlar da evlerimize girmeye başladı. İşte, dönemin önemli olayları...
26 Mart 1966 - Dördüncü Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ndeki 38 doktordan oluşan Sağlık Kurulu, “Görev yapamaz” raporu verdi. Gürsel, 27 Mayıs 1960’ta 38 kişiden oluşan Milli Birlik Komitesi tarafından Devlet Başkanlığı’na getirilmişti.
28 Mart 1966 - Genelkurmay Başkanı Cevdet Sunay, TBMM tarafından Türkiye’nin beşinci cumhurbaşkanı seçildi.
5 Haziran 1966 - Kısmi Senato seçimlerinde AP 39, CHP 18 senatörlük kazandı
13 Şubat 1967 - Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kuruldu.
17 Kasım 1967 - Kıbrıs’ta, Rumların Türklere karşı giriştiği katliam üzerine TBMM, hükümete, Silahlı Kuvvetler’i kullanma yetkisi verdi. Bu arada, Başbakan Demirel, Genelkurmay’dan aldığı brifingde, Silahlı Kuvvetlerimizin Ada’ya çıkarma yapabilecek gemi ve teçhizattan yoksun olduğunu tespit etti. Demirel, bu imkânsızlığı iç ve dış kamuoyuna hissettirmeyip, “Ada’ya çıkmaya kararlıyız” mesajı verince, ABD Başkanı Johnson devreye girdi. 29 Kasım 1967’de de Türkiye’nin tüm şartları kabul edildi. Bu gelişmelerden sonra Ada’daki 15 bin silahlı Yunan askeri, BM gözetiminde Kıbrıs’tan çıkarıldı ve Rumların yakıp yıktığı Türk köyleri yeniden yapıldı, mağdurlara tazminat verildi. Bu olaylar, Türkiye’ye ders oldu. Ardından da, çıkarma gemilerimizi imal etmeye başlayarak, dışa bağımlılıktan kurtulduk. Bu yerli savaş gemileri sayesinde, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı gerçekleştirildi.
31 Ocak 1968 - TRT Ankara Televizyonu akşam 19.30’dan itibaren ünlü spiker aer Cilasun’un okuduğu ana haber bülteniyle birlikte deneme yayınlarına başladı. TRT TV yayınlarının sadece, salı, çarşamba ve cuma günleri yapılabileceği açıklandı.
24 Aralık 1968 - DPT Müsteşarı Turgut Özal, Türkiye’nin kalkınma hızının yüzde 7,7’ye ulaştığını açıkladı.
6 Ocak 1969 - ABD’nin Ankara Büyükelçisi Robert Commer’in makam otomobili Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nin (ODTÜ) bahçesinde öğrenciler tarafından yakıldı. Bu olaylar üzerine üniversite, bir ay süreyle kapatılacak, ancak Danıştay “yürütmeyi durdurma” kararı verecekti.
12 Mart 1969 - Genelkurmay Başkanı Orgeneral Cemal Tural görevinden alındı, yerine Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Memduh Tağmaç atandı.
12 Nisan 1969 - CHP Genel Sekreteri Bülent Ecevit imzasıyla gazetelerde yayımlanan bir ilanda, partilerinin Hazine’den aldığı yardımın Anayasa Mahkemesi kararıyla durdurulduğu bildirildi. “Ortanın Solu” ilkesini benimsemiş yurttaşların partiye yardım yapması istendi.
14 Mayıs 1969 - İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile Üçüncü Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın 1946’dan beri süregelen dargınlıkları sona erdi. İnönü ile Bayar, İsmet aşa’nın İstanbul Maçka’daki köşkünde bir araya geldi.
12 Ekim 1969 - Milletvekili genel seçimleri yapıldı. AP, oyların yüzde 46,53’ünü alarak, 260 milletvekili çıkardı. Yüzde 27,36 oy alan CHP ise 144 milletvekilliği kazandı.
26 Ocak 1970 - Yaklaşık 500 milyon TL’ye inşa edilecek olan Boğaziçi Köprüsü’nün inşaat sözleşmesi, Hochtief-The Cleveland Bridge Grubu ile imzalandı. 1560 metre uzunluğundaki köprünün genişliği 33,4 metre, denizden yüksekliği ise 64 metre olacaktı.
26 Ocak 1970 - Konya Bağımsız Milletvekili Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve 16 arkadaşı Milli Nizam Partisi’ni kurdu.
9 Ağustos 1970 - Türk Lirası’nın dış değeri yüzde 66,6 oranında düşürüldü. 1 ABD Doları, 9 TL’den 15 TL’ye çıktı.
25 Ekim 1970 - Genel Nüfus Sayımı yapıldı. Türkiye’nin nüfusu 35.666.549 olarak açıklandı. Bu sonuca göre, Türkiye, dünya nüfus artış hızında 15., Avrupa ülkeleri arasında ise 5. sırada yer alıyordu.
50. Süleyman Demirel, Bir Ömür Suyun Peşinde, 2. cilt, (2. baskı) s. 200, ABC Medya Ajansı Yayınları, İstanbul, 2006
51. Dr. Agâh Oktay Güner, Türkiye’nin Kalkınması ve İktisadî Devlet Teşekkülleri, s. 12, Damla Yayınları, İstanbul, 1978.
Sabri Ülker’in Hayat Hikâyesi
Kırımlı Devletler Ailesi, 60 yılda dört savaş ve bir ihtilal yaşadı.
“Ülker Fırtınası” romanından dev bir marka ve soyadı doğuyor.
1944’ün “Türkiye markası” Ülker, 1994’te “dünya markası” oluyor.
Altı torundan ortak söylem: “Sabri Ülker’in torunu olmak, çok büyük sorumluluk istiyor.”
Ülker Fırtınası ile özgürlüğe kavuştu Ülker Fırtınası ile ebedi yolculuğa çıktı.
Sabri Ülker, 92 yıllık yaşamının ardında “Hoş bir sadâ” bıraktı...
16 Eylül 1920 Sabri Ülker, Kırım’ın Aluşta şehri Küçük Lambat köyünde dünyaya geldi.
15 Haziran 1929 Annesi Şakire Hanım, babası Hacı İslam Efendi, ablası Sıdıka, ağabeyleri Asım ve Hakkı’yla birlikte Kırım’dan İstanbul’a göç ettiler. Sabri, annesi ve babasıyla beraber Tekirdağ’ın Saray ilçesi Büyükmanika (Büyükyoncalı) köyüne gitti. Aile, bu köye yerleşti. Diğer çocuklar ise, yaşamlarını İstanbul’da sürdüreceklerdi.
Eylül 1929 Sabri, Kırım’da üç yıl eğitim görmüştü. Ancak, Türkiye’ye gelince, ilkokula 1. sınıftan başlamak zorunda kaldı.
1932 Sabri’nin ağabeyi Hakkı hastalanıp, İstanbul’da hastaneye kaldırıldı. Bunun üzerine aile, Bü- yükmanika köyünden İstanbul’a taşındı. Sabri’nin okul kaydı, aynı yıl Büyükmanika İlkokUlu’ndan Kadırga 3. İlkokulu’na alındı.
1934 Kırımlı Devletler Ailesi, Türkiye’de, Soyadı Kanunu ile birlikte “Berksan” soyadını aldı.
Eylül 1934 İlkokuldan mezun olan Sabri, aynı yılın sonbaharında İstanbul Erkek Lisesi’nde ortaöğreni- me başladı.
15 Aralık 1934 Ağabeyi Hakkı, Büyükmanika’da vefat etti.
Eylül 1935 Parasız Yatılı Sınavını kazanması üzerine, İstanbul Erkek Lisesi’ndeki kaydı, Bilecik Ortaokulu’na nakledildi.
20 Temmuz 1937 Bilecik Ortaokulu’ndan “pekiyi” dereceyle mezun oldu. Aynı yılın sonbaharında, lise öğrenimi için Kütahya’ya gönderilecekti.
22 Temmuz 1940 Kütahya Lisesi’nden “pekiyi” dereceyle mezun oldu. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle, ailesi İstanbul’dan Ankara’ya taşındığı için yükseköğrenime gidemedi, ağabeyi Asım Berksan’ın Ankara’nın Anafartalar Caddesi’nde açtığı şekerci dükkânında çalışmaya başladı.
25 Eylül 1941 İstanbul’daki Sultanahmet Yüksek Ticaret Okulu’nda yükseköğrenime başladı.
16 Eylül 1944 Asım ve Sabri Berksan kardeşler, “Ülker” markalı bisküvi imalatına başladılar.
1 Ekim 1944 Sultanahmet Yüksek Ticaret Okulu’nu “pekiyi” dereceyle bitirdi. Ardından da ağabeyi Asım Berksan’ın İstanbul-Sirkeci’deki şekerci dükkânına ortak oldu.
1 Kasım 1947 Yedek subay adayı olarak, Ankara’da silah altına alındı. Kıta hizmetini ise Diyarbakır’da sürdürecekti.
20 Mayıs 1949 Güzide İman’la İstanbul’da evlendi.
14 Ağustos 1950 İlk evlatları Ahsen dünyaya geldi.
1953 Babası Hacı İslam Efendi İstanbul’da vefat etti.
26 Ağustos 1954 Aile, “Berksan” olan soyadını, mahkeme kararıyla “Ülker” olarak değiştirdi.
28 Ekim 1954 İlk erkek evlatları Ali dünyaya geldi.
1957 Ülker’in, Topkapı semtinde kurulan ilk bisküvi fabrikasının temeli atıldı. Şirket merkezi, bir süre sonra Eminönü’nden Topkapı’ya taşınacaktı.
21 Mart 1959 İkinci erkek evlatları Murat dünyaya geldi.
20 Ocak 1963 Evlatları Ali, bir doktor hatası sonucu İstanbul’da vefat etti.
10 Ocak 1969 Annesi Şakire Hanım, İstanbul’da vefat etti.
1 Mart 1987 Asım ve Sabri Ülker kardeşlerin 1944’te başlayan iş ortaklığı sona erdi.
13 Kasım 1989 Ülker Grubu Şirketleri, Yıldız Holding çatısı altında toplandı.
31 Ocak 1994 Ablası Sıdıka Hanım vefat etti.
5 Nisan 2000 Ülker Şirketi’nin İcra Kurulu Başkanlığı görevini oğlu Murat Ülker’e devretti.
6 Temmuz 2001 Ağabeyi Asım Ülker vefat etti. Cenazesi, Edirnekapı Mehmet Akif Şehitliği’ne defnedildi.
13 Eylül 2010 Hayat arkadaşı Güzide Ülker İstanbul’da vefat etti. Merhumenin cenazesi, 14 Eylül 2010 Salı günü Fatih Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra Eski Kozlu Mezarlığı’nda ebedi istirahatgâhına tevdi edildi.
12 Haziran 2012 92 yıllık hayatının ardından, İstanbul Çamlıca’daki ikametgâhında vefat etti. Merhumun cenazesi, 13 Haziran 2012 Çarşamba günü Fatih Camii’nde, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından, Eski Kozlu Mezarlığı’nda, eşi Güzide Ülker’in yanı başındaki kabrine defnedildi.
Söyleşi ve Yazışmalar
Söyleşi ve yazışmalar; 3 Ağustos 2006 - 18 Ocak 2014 tarihleri arasında yazar Hulûsi Turgut ile araştırmacı Ali Osman Mola tarafından Adana, Ankara, Antalya, Bilecik, Bolu, Edirne (Keşan), Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kütahya, Manisa, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ (Büyükyoncalı ve Karamehmet köyleri) ile Kırım ve Brüksel’de yapıldı. Yaklaşık 400 saatte 166 kişi ile gerçekleştirilen 195 söyleşi ve yazışma için, yurtiçi ve yurtdışında 55 bin km yol kat edildi.
Abdul Wahab Al Bunnia (Yazışma)
Abdullah Ali Balsharaf (Söyleşi: 20 Ekim 2007, İstanbul)
Abdullah Gül (Yazışma: 23 Kasım 2013, Ankara)
Abdullah Şişmanoğlu (Söyleşi: 10 Kasım 2007, İstanbul)
Abdurrahman Çinbaşı (Söyleşi: 8 Eylül 2006 17 Kasım 2006, İstanbul)
Abdülkadir İman (Söyleşi: 2 Şubat 2007, İstanbul)
Adem Sezer (Söyleşi: 8 Eylül 2006 - 17 Kasım 2006, İstanbul)
Adnan Büyüksoy (Söyleşi: 23 Mayıs 2007, İstanbul)
Agâh Kafkas (Söyleşi: 30 Mart 2007, Ankara)
Ahmet Edip Uğur (Söyleşi: 7 Aralık 2006, Ankara)
Ahmet Mahir Dindar (Söyleşi: 16 Nisan 2007, İstanbul)
Ahmet Davutoğlu, Prof. Dr. (Söyleşi: 30 Mayıs 2007, Ankara)
Ahmet Özokur (Söyleşi: 2 Nisan 2007, İstanbul)
Ahmet Selvi (Yazışma)
Ahsen Özokur (Söyleşi: 19 Ocak 2008 - 8 Kasım 2012 14 Şubat 2013, İstanbul)
Ali Doğan (Söyleşi: 28 Şubat 2007, İstanbul)
Ali Ülker (Söyleşi: 19 Mart 2007, İstanbul)
Asım Kocabıyık (Söyleşi: 8 Şubat 2007, İstanbul)
Asım Taşer, Dr. (Söyleşi: 28 Şubat 2007, İstanbul)
Ataman Yıldız (Söyleşi: 4 Mayıs 2007 - 18 Eylül 2007 26 Ekim 2007, İstanbul)
Atıf Biliközen (Söyleşi: 8 Eylül 2006, İstanbul)
Avni İman (Söyleşi: 13 Aralık 2006 - 26 Ekim 2007, İstanbul)
Aziz Refiğ (Söyleşi : 7 Şubat 2007, İstanbul)
Bayram Babacan (Söyleşi: 11 Temmuz 2007, İstanbul)
Betül Ülker (Söyleşi: 19 Ocak 2008, İstanbul)
Bülent Çorapçı (Söyleşi: 19 Şubat 2007, İstanbul)
Celal Adan (Söyleşi: 22 Ocak 2007, Ankara)
Cemil Çiçek (Yazışma: 25 Ekim 2013, Ankara)
Claus Müller (Yazışma)
Deniz Baykal (Söyleşi: 4 Aralık 2013, Ankara)
Devlet Bahçeli (Yazışma: 11 Aralık 2013, Ankara)
Deyvi Florentin (Söyleşi: 26 Aralık 2006, İstanbul)
Dilaver Devlet (Söyleşi: 9 Ocak 2007, İstanbul 21-23 Haziran 2007 - 27 Eylül 2007, Kırım)
Dirk Koedijk (Yazışma)
Doğan Besler (Söyleşi: 10 Ağustos 2006, İstanbul)
Ekrem Şevket Yücesoy (Söyleşi: 31 Ocak 2007, Ankara)
Elmas Akkuş (Söyleşi: 18 Eylül 2007, İstanbul)
Erhan Kurtulmuş (Söyleşi: 8 Şubat 2007, İstanbul)
Erol Erbaş (Söyleşi: 18 Kasım 2006, İstanbul)
Fahri Öksüz (Söyleşi: 12 Ocak 2007, Hatay)
Faik Evirgen (Söyleşi : 18 Eylül 2007, İstanbul)
Faruk Berksan (Söyleşi: 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Faruk Dağyar (Söyleşi: 30 Kasım 2007, Antalya)
Fatih Ülker (Söyleşi: 23 Nisan 2013, İstanbul)
Fikret Evyap (Söyleşi: 4 Mayıs 2007, İstanbul)
Firuz Kanatlı (Söyleşi: 1 Şubat 2007, Eskişehir)
Fuat Çanakçı (Söyleşi: 16 Eylül 2006, Samsun)
George Wiederkehr, Dr. (Söyleşi: 10 Kasım 2006, Manisa)
Gülizar Bayraktar (Söyleşi: 2 Nisan 2011, İstanbul)
Hakan Kırımlı, Doç. Dr. (Yazışma: 28 Şubat 2013, 10 Mayıs 2013)
Haluk Mesci (Söyleşi: 7 Şubat 2007, İstanbul)
Haluk Yavuzer, Prof. Dr. (Söyleşi: 30 Aralık 2010, İstanbul)
Hasan Uğur (Söyleşi: 13 Aralık 2006, İstanbul)
Hasan Yozgat Söyleşi: (17 Mayıs 2007, İstanbul)
Hayati Kuru (Söyleşi: 8 Eylül 2006 - 5 Aralık 2006, İstanbul)
Hayri Dinçsoy (Söyleşi: 14 Mart 2007, İstanbul)
Hilmi Durmaz (Söyleşi: 9 Ağustos 2006, Ankara)
Hüseyin Güneş (Söyleşi: 5 Ağustos 2011, İstanbul)
İbrahim Avcu (Yazışma)
İbrahim Bodur (Söyleşi: 16 Haziran 2009, İstanbul)
İdris Erbaş (Söyleşi: 8 Eylül 2006, İstanbul)
İsmail Bacacı (Söyleşi: 4 Mart 2013, İstanbul)
İsmet Eldener (Söyleşi: 6 Aralık 2007, Eskişehir)
İsmet Sezgin (Söyleşi: 27 Mayıs 2013, Ankara 24 Ekim 2013, İstanbul-Yazışma: 30 Ekim 2013, Ankara)
İsmet Yüksel (Söyleşi: 27 Eylül 2007 - 6 Ağustos 2012, Kırım)
İzmir Tolga (Söyleşi: 24 Ocak 2007, İstanbul)
Kadir Çeliktürk (Söyleşi: 30 Kasım 2007, Antalya)
Kadir Güler (Söyleşi: 31 Temmuz 2007, İstanbul)
Kâmil Yazıcı (Söyleşi: 14 Ağustos 2007, İstanbul)
Kemal Şentürk (Söyleşi: 3 Kasım 2006, İzmir)
Kemal Unakıtan (Söyleşi: 9 Şubat 2008, Ankara)
Kerami Mercan (Söyleşi: 2 Temmuz 2007, Edirne / Keşan)
Korhan Tegül (Söyleşi: 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Kurt Seyit Çalı (Söyleşi: 2 Ağustos 2011 - 6 Temmuz 2012, İstanbul)
M. Kemal Cabıoğlu (Söyleşi: 6 Aralık 2006, İstanbul)
Macit Akın Özoflu (Söyleşi: 8 Kasım 2013, İstanbul)
Mahir Şenbabaoğlu (Söyleşi: 3 Temmuz 2007, İstanbul)
Mahmut Mahir Kuşçulu (Söyleşi: 24 Ağustos 2006, İstanbul)
Mehmet Ağar (Söyleşi: 22 Ocak 2007, Ankara)
Mehmet Ali Eroğlu (Söyleşi: 25 Aralık 2006, İstanbul)
Mehmet İman (Söyleşi: 12 Aralık 2006, İstanbul)
Mehmet Kösdağ (Söyleşi: 25 Ekim 2007, İstanbul)
Mehmet Kurtuluş (Söyleşi: 1 Mart 2007, İstanbul)
Mesut Erez (Söyleşi: 18 Haziran 2007, Kütahya)
Metin Emiroğlu (Söyleşi: 18 Eylül 2007, İstanbul)
Metin Yurdagül (Söyleşi: 7 Aralık 2006, Ankara)
Mevlüt Onat (Söyleşi: 5 Aralık 2006, İstanbul)
Mike Acemyan (Söyleşi: 23 Ağustos 2006, İstanbul)
Muallâ Öner (Söyleşi: 13 Mart 2011, İstanbul)
Murat Aluç (Söyleşi: 8 Eylül 2006, İstanbul)
Murat Ülker (Söyleşi: 19 Ocak 2008 - 23 Nisan 2013 28 Eylül 2013 - 23 Ekim 2013, İstanbul)
Mustafa Acar (Söyleşi: 19 Ekim 2007, Bolu)
Mustafa Albayrak (Söyleşi: 10 Temmuz 2007, İstanbul)
Mustafa Kalaycıoğlu (Söyleşi: 4 Temmuz 2007, İstanbul)
Mustafa (Cemiloğlu) Kırımoğlu (Söyleşi: 29 Eylül 2007 6 Ağustos 2012, Kırım)
Mustafa Özel, Dr. (Söyleşi: 6 Şubat 2007 - 2 Temmuz 2007, İstanbul)
Mustafa Ülker (Söyleşi: 23 Nisan 2013, İstanbul)
Mustafa Topbaş (Söyleşi: 2 Nisan 2007, İstanbul)
Muzaffer Kösdağ (Söyleşi: 25 Ekim 2007, İstanbul)
Mümin Erkunt (Söyleşi: 16 Temmuz 2007, Ankara)
Nahit Küçük (Söyleşi: 9 Ocak 2007, İstanbul)
Nâzım Düzenli (Söyleşi: 25 Aralık 2006, İstanbul)
Necati Can (Söyleşi: 16 Nisan 2007, İstanbul)
Necati Çelik (Söyleşi: 29 Mart 2007, Ankara)
Necdet Buzbaş (Söyleşi: 20 Şubat 2007, İstanbul)
Nevzat Yalçıntaş, Prof. Dr. (Söyleşi: 25 Ekim 2007, İstanbul)
Nihat Gökyiğit (Söyleşi: 25 Aralık 2006, İstanbul)
Nihat Öner (Söyleşi: 17 Nisan 2007, İstanbul)
Orâl Turanoğlu (Söyleşi: 3 Kasım 2006, İzmir)
Orhan Ateş (Söyleşi: 3 Şubat 2007, İstanbul)
Orhan Çakırlar (Söyleşi: 9 Temmuz 2007, İstanbul)
Orhan Göker (Söyleşi: 14 Mart 2007, İstanbul)
Orhan Kayım (Söyleşi: 25 Nisan 2007, İstanbul)
Orhan Karabulut (Söyleşi: 30 Ocak 2010, İstanbul)
Orhan Özokur (Söyleşi: 23 Ağustos 2006 - 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Osman Kartal (Söyleşi: 26 Aralık 2006, İstanbul)
Ömer Çetiner (Söyleşi: 27 - 28 Kasım 2007, Şanlıurfa)
Ömer Özokur (Söyleşi: 2 Nisan 2007, İstanbul)
Patrick Baird (Söyleşi: 14 Kasım 2006, Ankara)
Raşit Köken (Söyleşi: 28 Kasım 2006, Tekirdağ-B.Yoncalı)
Recep Tayyip Erdoğan (Yazışma: Temmuz 2013, Ankara)
Recep Toktemir (Söyleşi: 28 Kasım 2006, Tekirdağ / B.Yoncalı)
Remzi Önal (Söyleşi: 14 Mart 2007, İstanbul)
Reşat Sözen (Söyleşi: 25 Haziran 2013, İstanbul)
Rıfat Hassan (Söyleşi: 26 Aralık 2006, İstanbul)
Rıza Sepet (Söyleşi: 10 Mayıs 2007, İstanbul)
Sabahattin Zaim, Prof. Dr. (Söyleşi: 7 Mart 2007, İstanbul)
Sadettin Korkut (Söyleşi: 4 Mayıs 2007, İstanbul)
Salih Özcan (Söyleşi: 2 Şubat 2007 - 20 Şubat 2007, İstanbul)
Salih Tuğ, Prof. Dr. (Söyleşi: 25 Ocak 2007, İstanbul)
Salim Uslu (Söyleşi: 18 Ağustos 2006, Ankara)
Sami Bakanoğlu (Söyleşi: 24 Nisan 2007, İstanbul)
Sebahattin Kahyaoğlu, Dr. (Söyleşi: 18 Kasım 2006, İstanbul)
Selçuk Berksan (Söyleşi: 27 Kasım 2006 - 15 Mart 2007 19 Mart 2007 - 3 Nisan 2007 - 2 Temmuz 2012, İstanbul)
Sezgin Elmas (Söyleşi: 10 Temmuz 2007, İstanbul)
Silvio Kluzer (Söyleşi: 31 Ağustos 2009, Brüksel)
Süleyman Çelebi (Söyleşi: 17 Mayıs 2013, Ankara)
Süleyman Demirel (Söyleşi: 3 Ağustos 2006 - 23 Ekim 2013 Yazışma: 18 Ocak 2014, Ankara)
Süleyman Yalçın, Prof. Dr. (Söyleşi: 3 Şubat 2007, İstanbul)
Şaban Gülbahar (Söyleşi: 23 Ağustos 2006 25 Nisan 2007, İstanbul)
Şemsi Kopuz (Söyleşi: 25 Ekim 2007, İstanbul)
Ş̧̧ener Astan (Söyleşi: 20 Ağustos 2013, İstanbul)
Talât Özgün (Söyleşi: 1 Mayıs 2008, İzmir)
Tanıl Küçük (Söyleşi: 5 Eylül 2006, İstanbul)
Tekin Kantarcı (Söyleşi: 16 Mayıs 2007, Kayseri)
Tekin Küçükali (Söyleşi: 26 Nisan 2007, Ankara)
Tevfik Arıkan (Söyleşi: 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Turgay Demirel (Yazışma)
Tuncay Özilhan (Söyleşi: 19 Şubat 2007, İstanbul)
Turgut Ayla (Söyleşi: 17 Nisan 2007, İstanbul)
Ümit Çelebi (Söyleşi: 11 Temmuz 2007, İstanbul)
Vitali Hakko (Söyleşi: 1 Mart 2007, İstanbul)
Vural Baylan (Söyleşi: 9 Temmuz 2007, Ankara)
Vural Bulut (Söyleşi: 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Yahya Ülker (Söyleşi: 23 Nisan 2013, İstanbul)
Yakup Tahincioğlu (Söyleşi: 2 Nisan 2007, İstanbul)
Yılmaz Akar (Söyleşi: 7 Mart 2007, İstanbul)
Yılmaz Karadeniz (Söyleşi: 16 Aralık 2006, İstanbul)
Yurdakul Gözde (Söyleşi: 18 Mayıs 2013, Bodrum)
Yusuf Oda (Söyleşi: 8 Eylül 2006, İstanbul)
Yüksel Ertan (Söyleşi: 21 Haziran 2007, İstanbul)
Yüksel Günay (Söyleşi: 24 Ocak 2007, İstanbul)
Zeki Sözen (Yazışma)
Zeki Yıldız (Söyleşi: 18 Haziran 2007, Kütahya)
Zihni Uğurses (Söyleşi: 7 Ağustos 2006, Adana)
Ziya Yıldız (Söyleşi: 18 Haziran 2007, Kütahya)
Yayınlar
A. M. Şamsutdinov Mondros’tan Lozan’a Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı Tarihi 1918-1923, Çeviren: Ataol Behramoğlu, Doğan Kitap, İstanbul, 1999
Agâh Oktay Güner, Dr., Türkiye’nin Kalkınması ve İktisadî Devlet Teşekkülleri, Damla Yayınları, İstanbul, 1978
Ahmet Davutoğlu, Prof. Dr., Stratejik Derinlik - Türkiye’nin Uluslararası Konumu, 68. Baskı, Küre Yayınları, İstanbul, 2011
Alan Fisher, Kırım Tatarları, Çeviren: Eşref B. Özbilen, Selenge Yayınları, İstanbul, 2009
Alan Parmer, 1853-1856 Kırım Savaşı ve Modern Avrupa’nın Doğuşu, Türkçesi: Meral Gaspıralı, Sabah Kitapları İstanbul, 1999.
Aleksandr Keresnki, Kerenski ve Rus İhtilâli, Çeviren: Rasih Güran, Ağaoğlu Yayınevi, İstanbul, 1967.
Ali Polat, Üç Bin Yıllık Birikim, Enes Matbaacılık, İstanbul, 2006.
Aram Andonyan, Balkan Savaşı, Çeviren: Zaven Biberyan, Aras Yayıncılık, İstanbul, 1999. Atlas Tarih Dergisi Özel Sayısı, “100. Yılında Balkan Savaşları”, Sayı: 16, 2012.
Aziz Kaylan, “Tarihimizin Unutulan Olayı Kırım Savaşı (1853-1856)”, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1975.
Boris Pasternak, Doktor Jivago, Cem Yayınevi, İstanbul, 2011.
Burhan Belge, İkinci Dünya Savaşı - Radyo Konferansları, Başnur Matbaası, Ankara, 1970.
E. H. Carr, Sovyet Rusya Tarihi, Bolşevik Devrimi 1917 - 1923, 3 Cilt, Ceviren: Orhan Suda, Metis Yayınları, İstanbul, 1979.
Emel Akal, Milli Mücadelenin Başlangıcında Mustafa Kemal, İttihat Terakki ve Bolşevizm, İletişim Yayınları, İstanbul, 2012.
Erdal Güven, “Stalin-Troçki Mücadelesi”, Atlas Tarih Dergisi, Sayı: 18, Şubat-Mart 2013.
Ernest Hemingway, İşgal İstanbul’u ve İki Dünya Savaşı’ndan Mektuplar, Türkçesi: M. Ali Kayabal, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1970.
Fahir Armaoğlu, Prof. Dr., 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1983.
Ferénc Feher - Helles Ágnes, Doğu Avrupa Devrimleri, Derleyip Çeviren: Tarık Demirkan, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1995.
Fevzi Çakmak, Batı Rumeli’yi Nasıl Kaybettik?, Yayına Hazırlayan: Ahmet Tetik, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2012.
Hayrettin Bey, Kırım Harbi, Yayına Hazırlayan: Şemsettin Kutlu, Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul.
Henrik Eberle-Matthias Uhl, Hitler Kitabı, Çeviren: Mustafa Tüzel, NTV Yayınları, İstanbul, 2009.
Hulûsi Turgut, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Avrasya ve Demirel, II. Cilt, ABC Yayınları, İstanbul, 2002. Demirel’in Dünyası, ABC Yayınları, İstanbul, 1992.
İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, 3 Cilt, Kubbealtı Yayınları, İstanbul, 2006.
İlhan Bardakçı, Bir İmparatorluk Yağması - Balkan Bozgunu ve I. Dünya Harbi, 3. Baskı, Ajans-Türk Yayınları, Ankara.
İlhan Tekeli-Selim İlkin, 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 1977.
İsmail Soysal, Soğuk Savaş Dönemi ve Türkiye - Olaylar Kronolojisi (1945-1975), İsis Yayımcılık, İstanbul, 1997.
İsmet İnönü, Hatıralar, 2. Kitap, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1987.
Jak Deleon, Beyoğlu’nda Beyaz Ruslar, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2003.
Kâmuran Gürün, Türk-Sovyet İlişkileri (1920-1953), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1991.
Kâzım Karabekir, Ankara’da Savaş Rüzgarları, II. Dünya Savaşı - CHP Grup Tartışmaları, Emre Yayınları, İstanbul, 1994.
Kemal Çapraz, Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım, Turan Yayıncılık, İstanbul, 1995.
Kerem Çalışkan, 100 Yılın Rövanşı, Caretta Yayınları, İstanbul, 2012. Kütahya Lisesi 100. Yıl Albümü (1890-1990), Ekspres Matbaası, Kütahya, 1990.
Leon Troçki, Balkan Savaşları, Çeviren: Tansel Güney, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2012.
Lev Tolstoy, Sivastopol 1855, Türkçesi: E. Nermi, Gün Yayınları, İstanbul, 1966.
Liddell Hart, II. Dünya Savaşı Tarihi, 1. ve 2. Cilt, Çeviren: Kerim Bağrıaçık, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1999.
Mehmet Arif Demirer, Demokrat Parti ve Tarım, Demokrat Parti 60.Yıl Kitapları No:5, Ankara, 2006. Demokrat Parti’nin Yatırımları, Demokratlar Kulübü Yayınları, Ankara, 2006. 6 Eylül 1955 Olaylarına 50.Yılda Yeni Bakış, Demokratlar Kulübü Yayınları, Ankara, 2006.
Mehmet Maksudoğlu, Prof. Dr., Kırım Türkleri, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2009.
Mert Toker-Ceyhun Arca, Alman’ın Mehmetçikleri, Cinius Yayınları, İstanbul, 2012.
Nadir Devlet, Prof. Dr., İsmail Gaspıralı, Başlık Yayın Grubu, İstanbul, 2011.
Necip Fazıl Kısakürek, Çile, Yapı Kredi Kültür Yayınları, İstanbul, 2005.
Olaf Caroe, Sir, Sovyet İmparatorluğu, 2 Cilt, Tercüme: Zerhan Yüksel, Tercüman 1001 Eser, İstanbul.
Onur Öymen, Silahsız Savaş, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2002.
Orlando Figes, Kırım - Son Haçlı Seferi, Çeviren: Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2012.
Ömer Sami Coşar, Troçki İstanbul’da, Kitaş Yayınları, İstanbul, 1969.
Özcan Pehlivanoğlu, Yeniden Merhaba Rumeli, Ufuk Ötesi Yayınları, İstanbul, 2008.
Philip S. Jowett, Balkan Harpleri’nde Ordular 1912-13, Çeviren: Emir Yener, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2012.
Safiye Erol, Ülker Fırtınası, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul, 2010.
Şevket Rado, Hayat Böyledir, Doğan Kardeş Yayınları, İstanbul, 1966.
Sâmiha Ayverdi, Türk-Rus Münasebetleri ve Muharebeleri, Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1970.
Serge A. Zenkovsky, Prof. Dr., Rusya’da Pan-Türkizm ve Müslümanlık, Çeviren: Prof. Dr. İzzet Kantemir, Üçdal Neşriyatı, İstanbul, 1983.
Süheyl Gürbaşkan, Bir Reklâmcı Aranıyor, İstanbul Reklâm Yayınları, İstanbul, 1980
Süleyman Demirel, Bir Ömür Suyun Peşinde, 2 Cilt, (2. Baskı) ABC Medya Ajansı Yayınları, İstanbul, 2006.
Stefan Zweig, Yıldızın Parladığı Anlar, Çeviren: Burhan Arpad, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 1997.
Stefanos Yerasimos, Türk-Sovyet İlişkileri, Ekim Devrimi’nden Milli Mücadeleye, Gözlem Yayınları, İstanbul, 1979.
Stephane Lauzanne, Balkan Acıları, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1990.
Taha Akyol, Rumeli’ye Elveda, Doğan Kitap, İstanbul, 2013.
Yahya Sezai Tezel, Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi 1923-1950, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1994.
Yaşar Kalafat, Dr., Kırım-Kuzey Kafkasya Sosyal Antropoloji Araştırmaları, ASAM Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, Ankara, 1999.
Yılmaz Öztuna, Rumeli Kaybımız - 93 ve Balkan Savaşları, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1990. Osmanlı Devleti Tarihi, Faisal Finans Kurumu Yayını, İstanbul, 1986.
A
Abdurrahman (Sabri Ülker’in ağabeyi) 68, 317
Abdülhamid II., Padişah 51, 56, 58-60, 107, 565, 566
Abdülmecid, Padişah 51
Ablum, Mahir 163, 641, 642
Acar, Mustafa 613, 614, 633, 717
Acıman, Eli 525
Ağca, Mehmet Ali 426
Ahmet Ziya Bey (Sabri Ülker’in dayısı) 59, 102, 125-128, 131
Akbulut, Ziyaeddin 616-617
Akın, Kenan 514, 515
Aksoy, Temel 253
Aktin, Edip 679
Akyol, Taha 683, 691, 693, 722
Akzambak, Mehmet 376
Al-Bunnia, Haj Abdul ahab 480, 715
Aleko Usta 204
Allen, Melvin C. 310, 311
Ali Haydar Efendi 222-223
Altıntak, Hüseyin 204, 595
Arın, Suat 628
Arıkan, Tevfik 633, 634, 719
Arısan, Mehmet 162
Aslan, Yusuf 377
Astan, Şener 585, 628, 629
Ataseven, Asaf 465, 466, 530, 661
Ataseven, Gülsen 465, 466
Ateş, Orhan 559, 560
Atatür, Pervin 172
Atatürk, Mustafa Kemal 107, 108, 113, 114, 123, 146, 147, 154, 158, 168, 172, 267, 314, 365, 378, 554
Avcu, İbrahim 209
Aydemir, Talat 332
Aydıner, Atilla 620
Ayvazovski, İvan 51
B
Bacacı, İsmail 418
Balcı, Şükrü 370, 394, 395, 548
Balzac, Honor± de 55
Bahçeli, Devlet 32
Barnes, Harry 301
Başar, Şükûfe Nihal 154, 223
Başaran, Mustafa 360, 361
Bayar, Celal 167, 211, 268, 332, 347
Baykal, Deniz 30
Bayraktar, Gülizar 249-251
Bayram, Mahmut 667
Benekay, Yahya 226, 228
Berker, Şinasi Nahit 349
Berkman, Münir Müeyyed 154, 158
Berksan, Betül (Asım Ülker’in kızı) 240, 290, 465-467, 669
Berksan, Faruk 116, 240, 259, 349, 351, 352, 354, 355, 357- 360, 362, 368, 369, 371, 387, 400, 405, 415, 460, 486, 487, 533, 534, 592, 602, 636, 707
Berksan, Selçuk 58, 79-81, 91, 101, 109, 116, 118, 119, 127, 139, 142, 173, 181, 200, 201, 203, 205, 240, 257-260, 262, 263, 285, 311, 314, 315, 336, 337, 350-352, 354, 359, 369, 370, 373, 376, 382, 383, 385, 387, 399, 401, 405, 415, 434, 448, 449, 484, 494, 702
Besler, Doğan 143
Besler, Fehmi 143
Besler, Sami 141, 170
Beyatlı, Yahya Kemal 122, 172, 555
Beykont, Zeki 159, 160, 162
Biliközen, tıf 362
Bodur, İbrahim 321, 323, 325
Bolak, Aydın 325
Bonaparte, Napolyon 156, 213, 301
Boran, Behice 426
Bölükbaşı, Rıza Tevfik 157
Budak, Rıdvan 418, 419, 424
Buzbaş, Necdet 403, 404, 430, 536, 538, 539
Büyük, Gürol 445
Büyükanıt, Yaşar 550
C
Cansen, Ege 463
Cengiz Han 40, 41
Ceyhun, Ekrem 689
Churchill, Winston 43, 44, 193, 301
Cibran, Halil 89, 137, 701
Cilasun, Zafer 346
Clay, Muhammed Ali 646
Commer, Robert 346
Coşkun, Ali 564
Ç
Çağlayangil, İhsan Sabri 519
Çalı, Kurt Seyit 84-86, 90, 91, 94, 110, 114, 119, 120, 185, 226-228, 231, 232
Çalı, Nuriye 231
Çakır, Erden 636
Çamlıbel, Faruk Nafiz 153
Çanakçı, Fuat 340, 341, 585, 592, 594, 679
Çanakçı, Suat 594
Çar Nikolay 107, 120
Çehov, Anton 51
Çelebi, Bünyamin 531
Çelebi, Süleyman 418-421
Çelebi, Ümit 513, 514, 521, 522, 530, 542
Çeliktürk, Kadir 601
Çetiner, Ömer 614, 615, 617
Çiçek, Cemil 19
Çiller, Tansu 554
Çizmecioğlu, Abdullah 172
Çizmecioğlu, Mustafa 172
Çorapçı, Bülent 320-322, 325, 548
D
Dağcı, Cengiz 51
Dağyar, Faruk 590, 591, 634
Damat Ferit Paşa 108
Davis, William Hersey 319
Davutoğlu, Ahmet 104, 105, 350, 412, 413, 443, 451, 661
Davutoğlu, Sare 104
Demirel, Süleyman 24, 45, 46, 175, 304, 333-335, 345, 364, 378, 417, 424-426, 428, 519, 520, 548, 554, 580, 626
Demirel, Turgay 580, 581
Denizci, Süheyl 265, 695, 697
Denktaş, Rauf 425
Devletof Süleymanoğlu, Dilaver 116, 117
Dinçsoy, Ahmet 207, 208
Dinçsoy, Hamdi 141, 353
Dinçsoy, Hayri 208
Dinçsoy, İsmet 207
Dinçerler, Vehbi 165
Doğan, Ali 571, 572, 576
Durmaz, Hilmi 539, 585, 596, 597
Duruel, Hasan 617
Düzenli, Samime 179
E
Ecevit, Bülent 346, 376-378, 384, 392, 425, 428, 519, 520, 551
Ecevit, Rahşan 520
Eczacıbaşı, Nejat 609
Ecirzade, Mustafa Avni 171
Edison, Thomas 301
Eflatun (Platon) 146, 151
El Mutavva, Abdullah 305
Elrom, Efraim 365
Emiroğlu, Metin 409, 410
Engin, Kemal 153
Erbakan, Necmettin 175, 347, 364, 365, 376, 378, 424, 519, 549, 551, 554, 618
Erbuğ, Orhan 384, 385
Erdem, Ercan 384, 385
Erdoğan, Recep Tayyip 22, 618, 619, 622, 623, 690
Erez, Mesut 163, 641
Erkunt, Mümin 338, 339
Eroğlu, Mehmet Ali 609, 611
Erim, Nihat 364, 365, 377, 519
Erol, Safiye 199, 200
Erozan, Celal Sahir 154
Ersoy, Mehmet Akif 66
Ertan, Yüksel 521-524
Esen, Fikret 214, 215
Esener, Ali Fethi 520
Eşref Sabit 154
Evren, Kenan 425, 426, 519, 520
Eyüboğlu, Bedri Rahmi 122
F
Fahreddin (Türkkan) Paşa 106
Fatih Sultan Mehmed, Padişah 41, 197
Feyzioğlu, Turhan 424, 426
G
Gamsız, Nuri 265, 695, 697
Gaspıralı, İsmail Bey 42, 43, 45
Gates, Bill 691
Gazioğlu, Şaban 321
General Wrangel 120, 124
Genç, Faruk 265
Gezmiş, Deniz 377
Goethe, Johann Wolfgang von 71, 169
Goldenberg, Emil 679
Gomez, Heinz 264
Gök, Adem 178
Gök, Süleyman 178
Gökçen, Sabiha 114
Gökbörü Kançal, Fikri 110
Gökyiğit, Nihat 313, 567
Gövsa, İbrahim Alâaddin 154, 158
Gözde, Yurdakul 422
Gül, Abdullah 15
Gülen, Fethullah 550
Gümüşpala, Ragıp 332
Günay, Yüksel 583, 584
Güneş, Hüseyin 566, 600
Güney, Eflatun Cem 151
Gürbaşkan, Süheyl 521
Gürcan, Tarık 265
Gürel, Halit 139, 144, 450
Gürsel, Cemal 332, 345
Güzelses, Celal 217
H
Hacı Bekirzade Ali Muhiddin 171
Hacı Geray Han 41
Hacı İslam Efendi (Sabri Ülker’in babası) 17, 39, 52, 53, 57-62, 64-69, 71, 73, 76, 79-81, 83, 86, 87, 89, 91-94, 96, 97, 106, 110, 113, 114- 116, 118, 119, 122, 125- 128, 131, 134, 135, 138-140, 141, 171, 185, 207, 208, 223, 230, 235-237, 239-241, 248, 255, 316, 317, 681, 711, 712
Hacı Sayid 171
Hafız Numan Efendi (Sabri Ülker’in dedesi) 61, 64, 67, 68
Hafız Rıza Bey (Sabri Ülker’in dayısı) 102
Hanife Hanım 223
Hasan Efendi (Sabri Ülker’in dedesi) 52, 55, 58, 59, 62, 681
Hassan, Rıfat 308, 309
Hatemi, Nadir 273
Hatice Gülsüm Hanım (Sabri Ülker’in babaannesi) 52, 55, 62
Haşim, Ahmet 153, 156
Hitler, Adolf 159, 184, 185, 189, 210, 214, 225, 229
Hugo, Victor 555
Humeyni, Ayetullah 426
Hz. Ali 393, 394
Hz. Muhammed 106, 137
I
Ilıcak, Kemal 514
Işık, Murat 110
İ
İbrahim, Veli 90, 91
İman, Ahmet 417
İman, Avni 220, 277, 401, 402
İman, Mehmet 238
İman, Muharrem 222, 275, 639
İman, Sabiha 116, 190, 236, 273, 275
İnam, Orhan 359
İnan, Hüseyin 377
İnönü, Erdal 554
İnönü, İsmet 114, 167, 168, 193, 194, 211, 332, 333, 347, 364, 377, 378
İnönü, Mevhibe 114
İpekçi, Abdi 426
İsmail Hakkı (Sabri Ülker’in ağabeyi) 68, 91, 317, 557
İzzet Melih 159
J
Jankoviç, Jean Paul 679
Jobs, Steve 691
Johnson, Lyndon B. 310, 345
K
Kâmil Paşa 565
Kamu, Kemalettin 154
Kanatlı, Firuz 349, 350, 683, 685, 688
Kantarcı, Hayrullah 630
Kantarcı, Tekin 630, 631
Kantarcızade Hacı Ömer 172
Karaağaçlı, Hacı Mustafaoğlu Süleyman 172
Karabulut, Orhan 179, 180, 181
Karaca, Kadri 263
Karaca, Yunis 568
Karadayı, İsmail Hakkı 557
Karadeniz, Yılmaz 224
Karataş, Ayfer 299
Karpat, Kemal 692
Kasım, Ahmet 167
Katerina (Çariçe) 45
Kaufman, Aleander 302
Keçeci, Karpiç (Juri Georges Karpovitch) 172
Kent, Muhtar 697
Kerenski, Aleksandr 107
Kırımlı, Ahmet İhsan 324
Kırımoğlu (CemiloğluԜ) Mustafa 46-48
Kısakürek, Necip Fazıl 154, 155, 677
Kibritçioğlu, Ahmet 597
Kocabıyık, Asım 533
Koç, Vehbi 172, 254, 305, 321, 603, 605, 687
Koçu, Reşat Ekrem 179
Kohen, Hayim 219, 220, 222, 224, 225, 255
Konfüçyüs 169
Koraltan, Refik 211
Koru, Naci 566
Korutürk, Fahri 376, 378, 425, 426, 519
Koryürek, Enis Behiç 154
Köprülü, Fuat 211
Kösdağ, Mehmet 130, 319
Kubayev, Memet 86, 91
Kumak, Mehmet Gafur 172
Kurt Mehmet (Sabri Ülker’in amcası) 55
Kuşçulu, Mahmut Mahir 330, 476, 477
Kuşçulu, Nuh 320, 321, 324, 327, 330, 331, 475, 476, 478
Küçükali, Tekin 406, 407, 569
L
La Bruy°re, Jean de 555
Lamartine, Alphonse de 109
Le Bon, Gustave 109
Lenin (Ulyanov), Vladimir İlyiç 79, 90, 96, 107, 122
M
Mahire (Sabri Ülker’in ablası) 61, 139, 317
Mardin, Yusuf 154
Mareşal Fevzi Çakmak 210
Marko Usta 170
Mar, Karl 90, 123
Mavituna, Abdurrahman 151, 167
Mehmet Turhan Bey 171
Melen, Ferit 378
Menderes, Adnan 211, 257, 265-268, 296, 332, 377, 522, 554
Menderes, Yüksel 377
Mercan, Kerami 607, 608
Mercan, Nedim 607
Mercan, Sami 607
Meriç, Cemil 240
Mesci, Haluk 521, 522, 525, 526
Morçay, Şükrü 496
N
Nahum, Hayim 203, 303
Nebioğlu, Kemal 380-382, 396, 417, 424
Neriman Teyze (apartman komşuları) 244
Nurettin Hoca 667
O
Oluç, Mehmet 585, 596, 598
Onnik Usta 208, 258
Orhon, Orhan Seyfi 154, 158
Ortaylı, İlber 45, 213
Osman Nuri Bey 171
Osmanoğlu, Abid 565
Ö
Öksüz, Fahri 588, 589, 679
Öner, Mualla 59, 72, 131, 199
Öner, Nihat 82, 102, 130, 132, 207
Ömer, Öner 679
Önsel, Vedat 425
Öz, Sebahattin 153
Özal, Turgut 165, 175, 327, 343, 346, 409-411, 520, 554, 689, 692
Özbek, Necip 615
Özcan, Gazanfer 447, 448
Özcan, Gönül Ülkü 447, 448
Özcan, Salih 304-307, 565, 566
Özdemir, Sadi 516, 517, 692
Özdemir, Nâzım 363
Özden, Yekta Güngör 561
Özdil, Yılmaz 683, 695, 697
Özdöner, Fazıl 615
Özel, Mustafa 144, 145, 176, 475, 522, 535
Özgü, Cemal 181
Özgü, Cemile 181
Özgün, Talât 215, 216, 218
Özhun, Kayhan 475
Özilhan, Tuncay 471-473, 475, 477, 577
Özokur, Ahmet 104, 617, 643, 660, 661, 669
Özokur (Ülker) Ahsen 36, 38, 76, 95, 97, 100-104, 118, 133, 145, 162, 166, 200, 222, 235, 237, 240-243, 246, 249- 251, 270, 275, 280, 281, 283- 285-292, 316, 354, 372, 387, 388, 462, 468, 484, 542, 645, 649, 678, 679, 681, 712
Özokur, Alanur 660
Özokur, Ayşe Senem 660
Özokur, Beyhan 660
Özokur, Kerem 660
Özokur, Nur Vera 669
Özokur, Orhan 104, 354-356, 363, 380, 381, 441, 475, 489, 491, 492, 536, 540, 575, 578, 661
Özokur, Ömer 643, 652, 653, 660
Özokur, (Davutoğlu) Sefure 104, 661, 669
Özokur, Yusuf İhsan 669
P
Page, Larry 691
Pandeli Usta 201
Pasternak, Boris 52, 77
Peker, Alptekin 680
Polatkan, Hasan 332, 554
Puşkin, Aleksandr Sergeyeviç 51
R
Rado, Şevket 269, 270, 281, 555
Rakiros, Parasko 183, 203, 205
Rasputin, Grigori 107
Recaizâde Ekrem 153
Richepin, Jean 154
Roosevelt, Franklin 43, 44
S
Sabancı, Hacı Ömer 685, 688
Sabancı, Sakıp 562, 685, 688
Sadık Rifat Paşa 692
Saharov, Andrey 47
Said Şamil 565
Sancar, Semih 426
Saracoğlu, Şükrü 177, 193, 194, 205
Sazak, Gün 519
Selışık, Selahattin 214, 215
Sepet, Rıza 594, 625, 626, 679
Seyit Ömer, (Sabri Ülker’in amcası) 55, 101
Sezer, Adem 167, 504
Sezgin, İsmet 26, 557, 558
Sıdıka Hanım (Sabri Ülker’in ablası)
Simavi, Sedat 233
Socrates 69, 316
Songar, Ayhan 564
Sökmen, Tayfur 519
Sözen, Reşat 618, 619
Sözer, Vural 521
Sultan Aziz, Padişah 692
Sultan Reşad, Padişah 87
Sunay, Cevdet 345, 364, 365, 377
Sükan, Faruk 426
Stalin, Jozef 43-45, 47, 50-52, 80, 90, 114, 122, 123, 185, 240, 288
Ş
Şahabettin, Cenap 156
Şakire Hanım, (Sabri Ülker’in annesi) 55, 61, 65, 67, 68, 76, 78, 81, 82, 91, 93, 102, 114, 125, 126, 136, 138, 171, 205, 237, 239, 240, 241, 291, 316, 317, 711, 713
Şapolyo, Enver Behnan 172
Şendal, Yusuf 172
Şentürk, Aziz 167
Şentürk, Kemal 585, 603, 605, 628
Şentürk, Namık Kemal 376
Şerif Hüseyin Paşa 106
Şeyh Şamil 565
Şişmanoğlu, Abdullah 278
T
Tağmaç, Memduh 346, 364
Tamer, Zekirriya 162
Taviloğlu, Mustafa 244
Tecer, Ahmet Kutsi 154
Tolga, İzmir 521, 522, 526-528
Topbaş, Mustafa 120
Topbaş, Sabahattin 321, 327, 328
Tosunzade, Abdurrahman 172
Troçki, Leon 66, 122-124
Tunagür, Yaşar 304
Tuncer, Kenan 170, 178
Turanoğlu, M. Uluğ 154
Turhan, Mediha 172
Tuğ, Salih 533, 534, 568
Tural, Cemal 346
Türkeş, Alparslan 210, 406, 407, 424, 519, 520, 551, 554, 592, 594
Türel, Yusuf 321
U
Uğur, Hasan 327, 328
Uğurses, Zihni 594, 596, 636, 637, 679
Ulaş, Fahrettin 321
Unakıtan, Kemal 110
Uras, Güngör 683, 689, 690, 692
Uşaklı, Ömer Bedrettin 154
Ü
Ülken, Aydın 526
Ülker, Ahmet Asım 58, 64, 68, 76, 79-82, 85, 91, 92, 99, 101, 115, 116, 118, 126-128, 131- 133, 135, 139, 141-143, 169- 179, 181-185, 197-199, 201- 205, 207, 208, 214, 221, 230, 231, 239-241, 247-249, 252- 255, 256, 258, 259, 261, 272, 303, 307, 316, 319, 320, 326, 335, 351, 352, 354, 357, 387, 397, 405, 414, 415, 417, 437, 444, 483-485, 487-489, 491, 500, 505, 522, 587, 590, 591, 593, 594, 601, 607-609, 631, 640, 662, 681, 685, 686, 699, 701, 710-713
Ülker, Ali (Ahsen Özokur’un oğlu) 83, 103, 274, 277, 293, 396, 397, 484, 533, 534, 536, 538, 539, 568, 576, 643, 646, 647, 652
Ülker, Ali (Sabri Ülker’in oğlu) 35, 36, 235, 237-239, 241, 242, 246, 269, 270-279, 292
Ülker (Ataseven), Betül 240, 290, 465-467, 669
Ülker, Fatih 643, 669, 674
Ülker, Fatma 117, 190, 652
Ülker, Güzide (İman) 76, 130, 220, 222, 235-237, 248-251, 258, 259, 269, 270, 280, 292, 316, 319, 387, 388, 401, 465- 467, 469, 551, 591, 617, 645, 670, 675, 677, 678, 682, 712, 713
Ülker, İbrahim 652
Ülker, Meryem 652
Ülker, Murat 36, 38, 59, 60, 62, 69, 109, 111, 113, 115, 118, 165, 213, 219, 240, 245-248, 253, 255, 271, 276, 280, 292, 300, 344, 373, 375, 387, 395, 398, 418-420, 424, 437, 440, 442-444, 456, 462, 466, 469, 489, 491, 492, 503, 532, 535, 536, 539-544, 547, 556, 557, 559, 570, 575, 605, 645, 669, 673, 692, 699, 701, 704, 707, 710, 713
Ülker, Mustafa 643, 669, 670, 673
Ülker, Rahmi 217
Ülker, Yahya 618, 643, 669, 670, 677
Ülker, Zehra 174, 230
Ülker, Zeynep 652
Ülkücü, Aydın 437
Ürgüplü, Suat Hayri 333, 377
V
Vahideddin, Padişah 107
W
Wiederkehr, George 475, 479
Y
Yalçın, Süleyman 564
Yalçıntaş, Nevzat 120, 129, 130, 142, 555, 562, 563
Yaramanoğlu, Hüdai 447, 661
Yavuzer, Haluk 270, 433-435, 441, 443
Yazıcı, Kâmil 327-329, 472
Yazıcı, Osman 475
Yelmen, Hasan 326
Yener, Faruk 265
Yıldız, Ziya 164, 166, 341, 342, 639
Yılmaz, Mesut 554
Yozgat, Hasan 343, 595, 679
Yöntem, Ali Canip 154
Yusuf Ziya 153, 171
Yusuf Ziya Bey (şekerci) 171
Yurdagül, Metin 38, 499, 500, 501, 509, 510, 512, 514, 567
Yurdakul, Mehmet Emin 210
Yurdoğlu, Lebit Fehmi 154
Yüceses, Fethi 192
Yüceses, Hamiyet 178, 192
Yücesoy, Ekrem Şevket 560, 561
Yüksel, İsmet 51
Z
Zaim, Sabahattin 321
Zorlu, Fatin Rüştü 332, 554
Zweig, Stefan 197