Sabri Ülker, “yol ayrımı”nı takiben dönüşüm başlattı. Artık yola, profesyonellerle devam edip, dünya ligine hazırlanmak istiyordu. Bu uğurda, ilk önemli transferini İzmir’den yaptı; margarinler konusunda uzman bir kişi olan Metin Yurdagül’ü Ülker takımına dahil etti.
İslam’ın kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’de, “Emanetleri ehline veriniz” diye buyruluyor.
İşin ehline, günümüzde “yetişmiş insan gücü” deniliyor. Bir başka ifadeyle, “kalifiye eleman”...
Sabri Ülker, 1980 yılına kadar işyerine eleman alınırken genellikle seçimi kendisi yapıyordu. Ancak, her işe yetişememesi doğaldı.1974-1979 yılları arasında baş gösteren sendikal olaylar üzerine, önemli bir karar aldı.
Karar şöyleydi:
“Artık, personel alımı, bilimsel yöntemlerle yapılacak.”
Ülker tesisleri, kurulduğu andan itibaren sürekli büyüme ve gelişme süreci yaşadı. Tesislerin bulunduğu bölgede adeta işsizler ordusu yaşıyordu. Onlar, Ülker’de iş bulabilmek için fabrika kapısında uzun kuyruklar oluşturuyor, bu arada, eşten dosttan tavsiye mektupları ve “Hamili kart yakınımdır” kartvizitleriyle gelenler de oluyordu.
Sabri Ülker, iş müracaatlarına cevap vermek için, özellikle çalışanların tavsiye ettiği adaylar konusunda araştırma yapıyor, onlar hakkında bilgi edinmeye çalışıyordu. Bir gün, çalışan personelden birisi, işe alınmasını arzu ettiği arkadaşı hakkında Sabri Ülker’i bilgilendirirken şunları söyledi:
“Efendim, arkadaşım, melek gibi, çok iyi bir insan...”
Sabri Bey, her zamanki nezaketi ve ince esprisiyle cevabını geciktirmedi:
“İyi de evladım, melekler bisküvi yapmaz ki... Bana, bisküvi yapacak adam lazım...”
Asım ve Sabri Ülker kardeşlerin 1987’deki yol ayrımından sonra Ülker’de zihniyet değişikliği başladı. Artık, aile şirketinden profesyonel yönetime geçişin gerekli olduğu görüldü. Kısa sürede, profesyonel bir takım kuruldu. Ülker, bu takımla dünya ligine çıkmaya hazırlanıyordu.
1992 yılına gelindiğinde, Sabri Ülker İzmir’den bir profesyonel yöneticiyi transfer etmek için teşebbüse geçti. Bu yönetici, Ülker’in uzun yıllardan beri yağ tedarikçisi olan Turyağ Şirketi’nin Genel Müdür Yardımcısı Metin Yurdagül’dü.
Kimya yüksek mühendisi Metin Yurdagül, Sabri Ülker’i 1971’den beri tanıyordu.
Sabri Ülker, Ülker mamullerinde kullanılan endüstriyel yağların büyük bir bölümünü, o yıllarda İzmir’deki Turyağ Fabrikası’ndan temin ediyor, Yurdagül de, bu fabrikanın teknik sorumluları arasında yer alıyordu. Sabri Ülker, 1992’de Metin Yurdagül’le el sıkıştı. Yurdagül, o gün bugün, Ülker Grubu’nun aktörleri arasında bulunuyor.
Önce Besler Yağ Fabrikası’nın kuruluşunda aktif rol alan, ardından da Pendik Nişasta’nın Murahhas Üyesi olarak görev yapan Metin Yurdagül, Ülker Gıda Grubu Başkanlığı ile Yıldız Holding İcra Kurulu Üyeliği’nin yanı sıra, 2002-2008 yılları arasında Grup Sözcülüğü de yaparak, Ülker’in kamuya açılan yüzü oldu.
Halen Ülker İstişare Konseyi Üyeliği görevini sürdürmekte olan Yurdagül, aynı zamanda MÜMSAD’ın (Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği) başkanlığını da yürütüyor.
Metin Yurdagül, Sabri Ülker’le mazisi 41 yıla dayanan anılarını anlatırken şunları söylüyor: “Sabri Bey, Ülker’i 1944’te kurmuş. Bu kuruluştan tam 50 yıl sonra, 1994 yılında İstanbul’da ilk defa bir basın toplantısı düzenledi. Toplantı bittikten sonra, o günü şu tek cümleyle değerlendirmişti: “Tencerenin kapağını açtık.”
İşte, Metin Yurdagül’ün, Sabri Ülker’le ilgili tam 41 yılı kapsayan anıları...
Sabri Ülker Bey’le 1971 yılında tanıştım. O dönemde, İzmir’deki Turyağ Şirketi’nde kimya yüksek mühendisi olarak görev yapıyordum. Sabri Bey, İstanbul’daki tesislerinde, gıda üretiminde kullanılmak üzere bugünkü adı “Henkel” olan Turyağ Şirketi’nden gıda sanayiinde kullanılan endüstriyel yağ temin ediyordu.
Ülker’in, İstanbul Topkapı’daki tesislerinin sadece 7-8 km ilerisinde Türkiye’nin en büyük endüstriyel yağ ve margarin fabrikası bulunmasına rağmen, Sabri Bey, ihtiyaçları olan yağı, oradan değil, 600 km öteden, o dönemin zor ulaşım koşullarında taşıtarak İzmir’den getirtiyordu.
Turyağ’da, o günkü adıyla “mamul yağ şefi” idim. Yine o dönemin tanımıyla, Turyağ Fabrikası’nın “umumi istihsal şefi”ne bağlı olarak görev yapıyordum. Bu tip fabrikalarda henüz Ar-Ge bölümü yoktu. Turyağ Fabrikası’nda da sadece iki amir görev yapıyordu. Bunlardan biri laboratuvardan, diğeri de üretimden sorumluydu.
Sabri Bey’in, satış müdürümüzle iş münasebetleri sırasında, ben de teknik destek vermek amacıyla zaman zaman İstanbul’daki görüşmelerde hazır bulunuyordum. Sabri Bey’in ilginç kişiliğini, o yıllardan itibaren keşfetmeye başladım.
“Ürettiğimiz yağlar, Sabri Bey’in denetiminden geçerdi”
1971 yılında, Türkiye henüz dünyaya açılma sancıları çekerken, Sabri Bey mesafe kaydetmiş ve fabrikasında yabancı uzmanlarla da çalışmaya başlamıştı. Hatırladığım kadarıyla, Ülker’de görev yapan ilk yabancı personel, Allen isimli, Amerikalı emekli bir bisküvi uzmanıydı. Mr. Allen, İzmir’e gelip Turyağ tesislerini de ziyaret etmişti.
Ülker’de daha sonraki yıllarda kısa sürelerle birçok yabancı uzman görev aldı. Bunlardan en uzun süreli kalanı ise, İrlandalı Mr. Baird’di. 1976’dan itibaren full-time çalışan Mr. Baird, daha sonra part-time hizmet verdi.
Sabri Bey’le kişisel temaslarım Turyağ Fabrikası’nda yağ üretim müdürü olduğum 1974 yılından itibaren artmaya başladı. O yıllarda Ülker, yepyeni pek çok ürün imal ediyordu. Aslında, o yıllarda Ülker tesisleri, Türk sanayiinin diğer kuruluşları gibi, orta ölçekli bir fabrikaydı. O günkü tesislerin bugünkü büyüklüklerle mukayese edilmesi mümkün değildi. Ancak Ülker, o dönemin mütevazı şartlarına rağmen, istikbal vaat ediyordu. Sürekli yeni ürünler imal ediyor, bu ürünler, ülkemizin “ilk”leri arasında yer alıyordu.
Sabri Bey, Turyağ Fabrikası’ndan endüstriyel yağ temin ederken, önce, üretmeyi tasarladığı yeni mamullerinin özelliklerini anlatır, bunlara uygun yağ imal etmemizi isterdi. Bu görüşmeler sırasında, Sabri Bey’le ortak bir arayış ve anlayış içinde olur, taleplerini aldıktan sonra, fabrikada istenilen yağı geliştirmeye başlardık.
Yaptığımız yağ örneklerini Sabri Bey denemeye tabi tutar, beğendiklerine de, “İyi olmuş” diyerek bizleri motive ederdi. Ancak, Sabri Bey’in istediği ürünü, her zaman ilk denemede elde edemediğimiz de olurdu. Bazen, ikinci, üçüncü, hatta beşinci denemelere girişirdik.
Turyağ’da, Ülker için ürettiğimiz yağlara, kod adı verirdik. O dönemde unutamadığım bir olay yaşandı. “KK” kod adlı yağımız, Sabri Bey tarafından ancak üçüncü denemede kabul görmüştü. Bu olaydan sonra, kod adı “KK-3” olarak kaldı ve Turyağ’daki arkadaşlar arasında espri konusu oldu..
“Murat Bey, üniversite yıllarında çalışmaları izliyordu”
Bir Turyağ mensubu olarak, Ülker firmasına yaptığım ziyaretler sırasında, Sabri Bey’i daha yakından tanıma imkânını elde ettim. Misafirlerine karşı çok saygılıydı. Randevularına, dakikası dakikasına uyma titizliği gösterirdi. Hiç dolambaçlı konuşmazdı. İfadeleri hep netti.
1981 yılında, Turyağ olarak, Ülker yöneticilerine İstanbul’daki The Marmara Oteli’nde bir yağ semineri düzenledik. O zamanki adı “Intercontinental” olan oteldeki eğitim semineri, sadece bir günlüktü.
Sabri Bey, seminere, firmasından yaklaşık yirmi müdürle gelmişti. Buna, “Sabri Bey, fabrikasının tüm müdürlerini getirdi” demek, daha doğru olur. Burada Sabri Bey’in bir tavrı çok dikkatimi çekti. Söz konusu seminer, tamamen teknik düzeydeydi. Sadece yağın formülünden, birtakım özelliklerine kadar bilgiler veriliyordu. Fakat Ülker’in satın alma müdüründen muhasebe ve finans müdürüne kadar ne kadar yönetici varsa, bu seminere katılmıştı. Ülker’in seminer heyetinde müdürlerin yanı sıra mühendisler de bulunuyordu.
Murat Bey’i ilk defa bu toplantıda tanıdım. Henüz, Boğaziçi Üniversitesi öğrencisiydi. Toplantıyı, başından sonuna kadar sessizce izledi. O gün, bir üniversite öğrencisiydi, ama ileride büyük ihtimalle bu şirketin vârisi olacağı düşünülerek, Turyağ’ın seminerine dahil edilmişti.
“Sabri Bey’in çalışma ofisi, sadece 5-6 metrekareydi”
Sabri Bey, Turyağ’dan, Turyağ da Sabri Bey’den memnundu. Böylesine istikrarlı ve anlayışlı bir müşteriyle çalışmanın mutluluğunu yaşıyorduk.
Bu arada, Sabri Bey ve Ülker yöneticilerinin hiçbir şekilde ve hiçbir vesileyle hediye kabul etmediklerini öğrenmiştik. Bunu bilmemize rağmen, Turyağ yöneticileri olarak, kendi aramızda Sabri Bey’e değişik ve ilginç bir armağan vermeyi kararlaştırdık. Bu düşüncemizi müzakere ettiğimiz toplantıda hazır bulunan genç bir arkadaşımızın önerisi üzerine, Sabri Bey’in gümüş işlemeli, kabartma bir resmini, tablo halinde yaptırmaya karar verdik. Ancak, Sabri Bey’in fotoğrafını bulmakta güçlük çektim. Bizi bu sıkıntıdan, Sabri Bey’in sekreteri Adem Sezer kurtardı. Çünkü Sabri Bey’in kolay kolay temin edilemeyen küçük bir vesikalık fotoğrafını Adem Bey’den temin etmiştim.
Sabri Bey’in vesikalık fotoğrafıyla İstanbul’dan İzmir’e gittik. Hemen bir kuyumcuya uğrayıp, gerekli siparişi verdik. Hediye, gönlümüzce yapılmıştı. Sabri Bey’in üzerinde kabartma resmi bulunan gümüş tabloyu alıp, memnuniyet içinde İstanbul’a gittim. Sabri Bey’i ziyaret ettim, armağanı kendisine sundum. Ogün, Sabri Bey’in tavrında bir olumsuzluk görmedim. Çünkü armağanı nezaketle kabul etmişti. Fakat sonradan Sabri Bey’in tabiatını, bu konuda çok titiz davrandığını öğrenmiştim, ama iş işten geçmişti...
Evet, daha sonraki yıllarda, Ülker Grubu’nda çalışmaya başlayacaktım. Ama o tabloyu ilerleyen yıllarda hiçbir yerde görmedim, Sabri Bey’e de sormadım...
Yeri gelmişken, bir tespitimi ifade etmek istiyorum. Sabri Bey’in çalışma ofisi kadar mütevazı bir ofis, hiçbir patron ofisinde görmedim. Ofisi, 5-6 metrekare ya vardı ya da yoktu. İşin ilginç yanı, o ofisini, kendisini tanıdığım 1970’li yıllardan, iş hayatına veda edeceği 2000’li yıllara kadar değiştirdiğini veya herhangi bir tadilat yaptırdığını da tespit etmedim. Bu tevazuu, emsal şirketlerde görmek mümkün değildi.
“Tankerle yağ taşıma projesini ilk defa Ülker’de başlattık”
Şimdi, Turyağ’da çalıştığım süre içinde Sabri Bey’le geliştirdiğimiz çok önemli bir projeyi anlatmak istiyorum. Bu, endüstriyel yağların İzmir’den, İstanbul ve Ankara fabrikalarına tankerlerle taşınması projesi...
1980’den önce, endüstriyel yağları nakletmek, pek çok işlemi gerektiriyordu. Sadece Turyağ’da değil, tüm Türkiye’de, yağlar üretildikten sonra soğutulur, ardından da mukavva kutular içindeki polietilen torbalara yerleştirilirdi. Ambalajlanan yağlar, nakil sırasında hava şartlarından etkilenmemesi için birçok işlemden geçer, sonra gideceği yere ulaştırılırdı.
Turyağ’dan Ülker’e bu yöntemle gönderilen yağ paketleri, polietilen torbaların içinden boşaltılırken, ister istemez el işçiliği yapılır, bu arada polietilen parçacıklarının da yağa karıştığı olurdu. Yağın içindeki yabancı maddeler arasında mukavva kutu kırıntılarına da rastlanırdı.
Yağın İzmir’den İstanbul’a taşınması başlı başına bir işti, maliyeti çok yüksekti. Masraf kalemleri arasında polietilen torba, mukavva kutu, indirme, boşaltma ve doldurma işçilikleri vardı. İşte bu külfetli taşıma işine daha ekonomik bir çözüm getirmek gerekirdi.
80’li yıllarda bir proje geliştirerek Sabri Bey’e teklifte bulundum. Masrafları asgariye indirmek ve hijyen şartlarını sağlamak için yağın tankerle taşınmasını önerdim. Sabri Bey, önerimi dinledikten sonra projeyi hemen kabul etti.
Bu görüşmemizden sonra, Ülker firması derhal tankerle birlikte Ankara ve İstanbul’daki tesislerine depolama tankları yapımına girişti. Biz de Turyağ olarak ambalaj ve dolum giderlerini maliyetten düştük.
Ülker’in yağ taşıma projesi, bir anda fiyatları da ucuzlattı. Turyağ, Ülker’in yanı sıra Eti ve Sagra firmalarına da yağ satıyordu. Tankerle taşıma sistemine oralarda da geçtik. Bu sistem, bir müddet sonra Türkiye’deki bütün yağ fabrikalarında benimsenecekti.
“Cuma gününü kurtarmak için, cumartesi mesaisi vardı”
Ülker Grubu’nda, Asım Bey, fabrika dışı şirket ilişkilerini yürütürdü. Sabri Bey de genellikle üretimin başındaydı. Sabri Bey aslında satışla da ilgiliydi, ama iş bölümleri öyleydi.
Turyağ’da çalışırken, Ülker Fabrikası’nı ziyaretim sırasında zaman zaman Asım Bey’le de bir araya geldiğimiz olurdu. Bir defasında hiç unutmuyorum, Asım Bey, karşılaştığımız sırada, “Metin Bey, hoş geldiniz. Size çuvalla para veriyoruz, çuvalla para veriyoruz...” demişti.
İş hayatına başladığım yıllarda, cumartesi günleri de, yarım gün, çalışma günüydü. Ama daha sonraki yıllarda pazar gününün yanı sıra cumartesileri de tam gün tatil ilan edildi. Turyağ’da, cumartesi günleri çalışılmazdı, ama Ülker’deki tüm tesislerde yarım gün çalışma esası vardı. Bunun sebebini bir gün Sabri Bey’e sormuştum. Kendisinden çok ilginç bir cevap aldım:
“Metin Bey, cumayı kurtarmak için...”
Sabri Bey’e o zaman hak verdim. Çünkü İzmir’den biliyorum, çevrede deniz imkânları olduğu için, cuma günü öğleden sonra işyerleri boşalır ve herkes, “Nasıl olsa yarın tatil başlıyor” diye tatil yerlerine giderlerdi.
Sabri Bey, “Cumayı kurtarmak için...” dedikten sonra, cümlesini şöyle tamamlamıştı: “Cumartesi, çalışma günü olunca, herkes cuma akşamına kadar işinde çalışıyor.”
“Ülker’in gelişimi, sipariş çeşidinden anlaşılıyordu”
Sabri Bey’in yenilikçiliğini belirtmek için şunu ifade edebilirim: Turyağ’da 1967’de işe başlamıştım. Ülker, o tarihte fabrikamızdan sadece bir çeşit yağ alıyordu. Daha doğrusu, Ülker’in hammadde olarak kullanacağı sadece bir çeşit yağ, Turyağ’dan gönderiliyordu.
1992 yılına geldiğimizde, Turyağ’dan Ülker’e gönderilen hammadde türünün 11 olduğunu görüyoruz. Bu, Turyağ’ın ne kadar çok yağ geliştirdiğini değil, Ülker’in ne kadar çok geliştiğini gösteren bir örnektir. Çünkü sipariş ve talep Ülker’den geliyor, Turyağ da o talebe karşı 11 çeşit yağ üretiyordu.
Ülker’in, Turyağ’dan hammadde temin ettiği yıllarda, hem teknik şartlar hem de ithalat çok kısıtlıydı. Buna rağmen tüm imkânlar seferber ediliyor ve Ülker’e hammadde hazırlanıyordu. İşte bu süre içinde tüm güçlüklere rağmen Ülker hızla büyüdü. Ülker’in yanı sıra Turyağ’ın da üretimi ve bu üretimden sağladığı kâr arttı.
“Sabri Ülker’den, profesyonel takıma davet aldım”
1967-1992... İzmir’de, Turyağ’da geçen, dolu dolu 25 yıl... Bu dönemde fabrikanın pek çok müşterisiyle tanışma ve işbirliği içinde olma... İş hayatının en verimli çeyrek asrı... O yıllarda kazanılan dostluklar ve deneyimler...
Sabri Bey’le zaman zaman telefonda iş görüşmesi yapardık. 1992 yılı Mart ayının son günlerinde, yine Sabri Bey’den bir telefon aldım. Karşılıklı nezaket ifadelerinden sonra, üretimle ilgili bir soru beklerken, Sabri Bey, “Metin Bey, İstanbul’a ne zaman geleceksiniz?” dedi. Sabri Bey, en büyük müşterimizdi. Anladığım kadarıyla, İstanbul’a gelmemi arzu ediyorlardı. Benim de “On gün sonra, yirmi gün sonra geleceğim” şeklinde cevap vermem uygun düşmezdi. Zaten, Sabri Bey, ihtiyaç duymazsa, kimseyi rahatsız edici tavır içine girmezdi. “Emrederseniz, yarın sizdeyim” dedim. Sabri Bey’den, “O kadar önemli değil” cevabını aldım.
Aynı yılın Nisan ayının ilk haftasında, rutin ziyaret günümde Sabri Bey, mutat iş görüşmesinin dışına çıkarak, bir yağ fabrikası kurmak istediğini, bunu da benimle birlikte yapma arzusunda olduğunu belirtti. Tabii bu, fevkalade onur verici bir teklifti.
Evet, Sabri Bey, “Bir fabrika kuracağız. Metin Bey, bize gelir misiniz?” dediği zaman, hiç düşünmedim. Çoktan emekliliğimi de hak etmiştim. 54 yaşındaydım. Fabrikanın da genel müdür yardımcılığı görevini yürütüyordum. Zaten, genel müdür de benden gençti...
“Sabri Bey, ilk işyerinin adını, yeni fabrikasına verdi”
29 Haziran 1992 Pazartesi günü, iş hayatımda bir milattır. Çünkü o gün Ülker’de işe başladım. Derhal ilk yönetim kurulu toplantısı için bir sunum hazırlamaya koyuldum. O sunumda, projelerimi ve hedeflerimi anlatacaktım. Henüz işe başladığım için, sekretaryam da oluşmamıştı. Bir de, projelerimizde “gizlilik” unsuru vardı.
Türkiye, henüz bilgisayar ortamına geçmemişti. Powerpoint’ler filan yoktu. Elime, bir asetat kâğıdı aldım, üstüne de kendi el yazımla proje ve hedeflerimi satır başlarıyla kaydettim.
Yönetim kurulu toplantısı başladı. Huzura çıktım. İlk sınavımı veriyordum. Sunumumu alelacele yaptığımı belirtip, Yönetim Kurulu Başkanımız Sayın Sabri Ülker’den özür diledim. Sabri Bey, bu ilk toplantımızda, “Metin Bey, üzülmeyiniz, anlattığınız konular, gizliliği olan projelerdir. Tek başınıza yapmışsınız, doğrusunu yapmışsınız, yorulmuşsunuz. Teşekkür ederim” dedi.
Hemen, yeni yağ şirketimize isim aramaya koyulduk. Bilindiği gibi “Ülker”, bir yıldız adıdır. Ülker’in ana şirketinin ismi de “Yıldız Holding”dir. Bundan esinlenerek, yeni şirketimizin adının “Doruk” olmasını önerdim. Sabri Bey, bu önerime memnuniyetini belirtti. İlerleyen günlerde, bu isim araştırıldı, aynı ad altında bazı şirketlerin olduğu tespit edildi. Sabri Bey, bir sonraki yönetim kurulu toplantısında, büyük bir nezaket içinde şunları söyledi:
“Metin Bey, Besler ismini, bu ismin sahibi olan şirket kapandıktan sonra satın almıştım. Acaba, yeni şirketimize bu ismi verebilir miyiz?”
Sabri Bey’in öğrencilik yıllarında ilk iş hayatı, Besler firmasında başlamıştı. Yeni firmaya bu ismi önermesini bir nostalji eseri olarak değerlendirdim. “Tabii Sabri Bey, fevkalade güzel olur” dedim. Burada, şu hususu belirtmek istiyorum. Sabri Bey, her fikri ve öneriyi saygıyla karşılar. Nitekim, tarafımdan yapılan “Doruk” ismine de aynı saygılı tavrını sergiledi. Ama ilerleyen günlerde gönlünden geçen ismi, yani “Besler”i onaylatmak için adeta benim de rızamı aldı. Zaten, Sabri Bey’in insani ilişkileri hep rıza üzerine kuruluydu.
“Besler’de üretim, sevinç gözyaşlarıyla başladı”
Yeni şirketimizin adı “Besler” olmuştu. Şirketin kuruluşu da 1992 yılının Ekim ayında tamamlandı. Ardından, tesislerin temel atılışı gerçekleşti. Temelin atılışından yaklaşık 21 ay sonra, 9 Haziran 1994 Perşembe günü, Sabri Bey bir konuyu görüşmek amacıyla beni telefonla aramıştı. Konuşmanın sonunda birden heyecanlandım ve Sabri Bey’e şu müjdeyi verdim:
“Sabri Bey, ben de size bir bilgi vermek istiyorum. İnşallah, on gün içinde fabrikamızda düğmeye basıp, üretime geçeceğiz. Yani, ilk yağı üreteceğiz.”
Sabri Bey, telefonda verdiğim bilgileri işitince, önce bir an durakladı, daha sonra şunları söyledi:
“Metin Bey, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Ama karşımda falanca bey oturuyor. Daha uzun süre o fabrika çalışamaz diyor.”
Söylenecek fazla bir söz yoktu. Sabri Bey, karşısında oturan şahsın ismini açıklamıştı. Ben de üretime geçiş tarihimizi kendilerine belirtmiştim. Meseleyi, zamana terk ettim. 21 Haziran 1994 Salı günü, Besler Fabrikamızdaki ilk ürünümüzü elde ettik. Sabri Bey’le ortak fikrimiz olarak hayata geçirdiğimiz tankerle taşıma sistemini devreye soktuk ve o ilk ürünü Besler yağ tankeriyle, Ülker’in Topkapı’daki fabrikasına gönderdik.
Evet, bu tarih, iş hayatımın bir başka unutulmaz günü oldu. İşçisiyle, mühendisiyle, yönetici arkadaşlarımızla sarmaş dolaş olup sevinçten ağladık. Gerçekten ağladık...
Eğer vermiş olduğum tarihte üretim gerçekleşmiş olmasaydı, herhalde o zaman hüzünden ağlayacaktım...
Yağ yüklü tankerimizi Pendik’in Şeyhli Köyü’nden, güle oynaya uğurladık. Önünde katedeceği herhalde bir 60-70 km yol vardı. Topkapı’daki Ülker Fabrikası’nın mensupları, ilk defa kardeş tesisinde üretilen endüstriyel yağın kullanılması için heyecan içinde, katedilecek yolu gözlüyorlardı.
İşte bu heyecan dolu gün ve saatte, acaba Sabri Bey ne yapıyordu? Ne tür bir duygunun içindeydi? Onu tahmin edebiliyorum. Sabri Bey, “sakin bir güç”tü. Sükûnet içinde bekliyordu. Zaten, telefonda, “İlk ürünümüz yola çıktı” dediğim an, teşekkür ederken, sesinin titrediğini hissetmiştim.
Sabri Bey, abartıyı sevmediği için, konuşmalarında hiç “aferin”, “bravo” gibi sözler işitmedim. Dolayısıyla, bu başarılarımızı işittiği an, kendisinden bu tür cevaplar beklemiyordum. Kısacası Sabri Bey, takdirini sözle ifade etmezdi, ama o duygular, gözlerinden okunurdu.
“Sabri Bey, 50 yıl boyunca basının önüne hiç çıkmamış”
Göreve başlayışımın ikinci yılında, Ülker 50. kuruluş yıl dönümünü kutluyordu. Herkes, mutlu ve huzurluydu.
Sabri Bey, sadece üç yardımcısıyla birlikte bisküvi üretimine başladığı zaman, takvimler 16 Eylül 1944 tarihini gösteriyordu. O yıl, tüm imkânsızlıklara rağmen tam 75 ton Ülker bisküvileri üretilecekti.
Aradan yarım asır geçti, 16 Eylül 1994 Cuma günü Ülker Grubu’nun Kurucusu ve Başkanı Sabri Ülker, iş yaşamında ilk defa basın toplantısı yapıyordu. Sabri Bey, her zamanki halini o basın toplantısında da muhafaza ediyordu. Sakindi. Basın toplantısının metni de, tevazu içinde anlatılan bir başarı öyküsüydü.
İstanbul Swiss Otel’de gerçekleşen basın toplantısından sonra, Sabri Bey’e, “Hayırlı olsun” dedim. Aldığım cevap çok ilginçti:
“Metin Bey, tencerenin kapağını açtık.”
Ülker, kamuoyuna açılmıştı. Ama bu, ihtiyatlı bir açılıştı. Aynı yılın son günlerinde, bu defa Silivri’deki Klassis Otel’de, Ülker’in depo müdürleriyle içe dönük bir toplantı yapıyordu. Bu depo müdürlükleri, daha sonra distribütörlüklere dönüşecekti.
31 Aralık 1994’te Klassis Otel’in küçük bir salonunda yapılan toplantıya yöneticiler ve depo müdürleri katılmaktaydı. Toplantının adı da, “Yeni Yılda Satış Stratejisi Toplantısı” idi. Sabri Bey’in daveti üzerine toplantıya katılmıştım. Bu toplantı sırasında, Sabri Bey, yine tevazu içinde bir cümlelik değerlendirme yaptı:
“Metin Bey, işte biz buyuz...”
Klassis’teki toplantı günlerinde, Pendik’teki Besler Yağ Fabrikamızda üretimin ilk ayları yaşanıyordu. Bu tesislerde, endüstriyel yağın yanı sıra, margarin de üretmiştik. Adı da, “Bizim Yağ” olmuştu.
Aslında, Bizim Yağ için deneme yapıyorduk. Margarin paketlerinden bir örnek alıp, Klassis Otel’deki toplantıya getirmiştim. Bu arada, elimdeki margarin paketiyle Sabri Bey’in tavrını ölçmeye çalıştım. Gözlerinde, takdir ifadeleri vardı. Sabri Bey, beni onurlandırmak için, “Siz olmasaydınız, bu yağ işine girmezdim” ifadesini kullandı. Bu, iş hayatımdaki en anlamlı ödüldü. Endüstriyel yağ üretmek için yola çıkmıştık, sonunda margarinde ürettik.
Ürünlerimiz, 6 Mart 1995 Pazartesi günü piyasaya verildi. Ülker’in “Bizim Yağ” adını taşıyan margarinini tüketiciyle buluşturmak, biz üreticiler için, tarifi imkânsız mutluluktu.
Ülker Grubu, Pendik‘te bir yandan Besler Yağ Fabrikası’nı kurarken, bir yandan da Pendik Nişasta Fabrikası’nın kuruluşunu gerçekleştiriyordu. Bu fabrikada da nişasta ile glikoz-fruktoz şurupları ve mısır yan ürünleri üretilecekti. Söz konusu tesisler, Besler Fabrikası’ndan iki yıl sonra, 1996’da faaliyete geçti.
Karşı karşıya bulunan bu iki tesisten Besler’de, kuruluşundan itibaren Genel Müdürlük görevini üstlenirken, Pendik Nişasta’yı da bu şirketle birlikte iki yıl boyunca murahhas üye olarak yönettim.
İki şirketin yöneticiliğine, daha sonra “Ülker Gıda Grubu Başkanlığı” eklendi. 2000 yılına kadar sürdürdüğüm bu görevlerde, güzel işler yaptığımızı zannediyorum.
Sabri Ülker, Ülker Şirketi’nin 50. kuruluş yıldönümü etkinlikleri sırasında, yarım asırlık iş hayatı boyunca ilk defa basın toplantısı düzenliyor, ardından da tebessüm ederek, duygularını Metin Yurdagül’e şu ifadelerle anlatıyordu:
“Metin Bey, tencerenin kapağını açtık...”
Evet; Ülker, tencerenin kapağını açmış, basınla ilk iletişimini kurmuştu. Ancak, bunun devamı, yaklaşık sekiz yıl sonra gelecek, Metin Yurdagül’ün Ülker Grubu’nda yeni kurulan “Sözcü”lük görevini üstlenmesiyle birlikte, tencerenin kapağı bir daha kapanmamak üzere tamamen açılacak, gazeteciler de haber kaynağına rahatlıkla ulaşabilecekti.
Sabri Ülker’in Hayat Hikâyesi
Kırımlı Devletler Ailesi, 60 yılda dört savaş ve bir ihtilal yaşadı.
“Ülker Fırtınası” romanından dev bir marka ve soyadı doğuyor.
1944’ün “Türkiye markası” Ülker, 1994’te “dünya markası” oluyor.
Altı torundan ortak söylem: “Sabri Ülker’in torunu olmak, çok büyük sorumluluk istiyor.”
Ülker Fırtınası ile özgürlüğe kavuştu Ülker Fırtınası ile ebedi yolculuğa çıktı.
Sabri Ülker, 92 yıllık yaşamının ardında “Hoş bir sadâ” bıraktı...
16 Eylül 1920 Sabri Ülker, Kırım’ın Aluşta şehri Küçük Lambat köyünde dünyaya geldi.
15 Haziran 1929 Annesi Şakire Hanım, babası Hacı İslam Efendi, ablası Sıdıka, ağabeyleri Asım ve Hakkı’yla birlikte Kırım’dan İstanbul’a göç ettiler. Sabri, annesi ve babasıyla beraber Tekirdağ’ın Saray ilçesi Büyükmanika (Büyükyoncalı) köyüne gitti. Aile, bu köye yerleşti. Diğer çocuklar ise, yaşamlarını İstanbul’da sürdüreceklerdi.
Eylül 1929 Sabri, Kırım’da üç yıl eğitim görmüştü. Ancak, Türkiye’ye gelince, ilkokula 1. sınıftan başlamak zorunda kaldı.
1932 Sabri’nin ağabeyi Hakkı hastalanıp, İstanbul’da hastaneye kaldırıldı. Bunun üzerine aile, Bü- yükmanika köyünden İstanbul’a taşındı. Sabri’nin okul kaydı, aynı yıl Büyükmanika İlkokUlu’ndan Kadırga 3. İlkokulu’na alındı.
1934 Kırımlı Devletler Ailesi, Türkiye’de, Soyadı Kanunu ile birlikte “Berksan” soyadını aldı.
Eylül 1934 İlkokuldan mezun olan Sabri, aynı yılın sonbaharında İstanbul Erkek Lisesi’nde ortaöğreni- me başladı.
15 Aralık 1934 Ağabeyi Hakkı, Büyükmanika’da vefat etti.
Eylül 1935 Parasız Yatılı Sınavını kazanması üzerine, İstanbul Erkek Lisesi’ndeki kaydı, Bilecik Ortaokulu’na nakledildi.
20 Temmuz 1937 Bilecik Ortaokulu’ndan “pekiyi” dereceyle mezun oldu. Aynı yılın sonbaharında, lise öğrenimi için Kütahya’ya gönderilecekti.
22 Temmuz 1940 Kütahya Lisesi’nden “pekiyi” dereceyle mezun oldu. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle, ailesi İstanbul’dan Ankara’ya taşındığı için yükseköğrenime gidemedi, ağabeyi Asım Berksan’ın Ankara’nın Anafartalar Caddesi’nde açtığı şekerci dükkânında çalışmaya başladı.
25 Eylül 1941 İstanbul’daki Sultanahmet Yüksek Ticaret Okulu’nda yükseköğrenime başladı.
16 Eylül 1944 Asım ve Sabri Berksan kardeşler, “Ülker” markalı bisküvi imalatına başladılar.
1 Ekim 1944 Sultanahmet Yüksek Ticaret Okulu’nu “pekiyi” dereceyle bitirdi. Ardından da ağabeyi Asım Berksan’ın İstanbul-Sirkeci’deki şekerci dükkânına ortak oldu.
1 Kasım 1947 Yedek subay adayı olarak, Ankara’da silah altına alındı. Kıta hizmetini ise Diyarbakır’da sürdürecekti.
20 Mayıs 1949 Güzide İman’la İstanbul’da evlendi.
14 Ağustos 1950 İlk evlatları Ahsen dünyaya geldi.
1953 Babası Hacı İslam Efendi İstanbul’da vefat etti.
26 Ağustos 1954 Aile, “Berksan” olan soyadını, mahkeme kararıyla “Ülker” olarak değiştirdi.
28 Ekim 1954 İlk erkek evlatları Ali dünyaya geldi.
1957 Ülker’in, Topkapı semtinde kurulan ilk bisküvi fabrikasının temeli atıldı. Şirket merkezi, bir süre sonra Eminönü’nden Topkapı’ya taşınacaktı.
21 Mart 1959 İkinci erkek evlatları Murat dünyaya geldi.
20 Ocak 1963 Evlatları Ali, bir doktor hatası sonucu İstanbul’da vefat etti.
10 Ocak 1969 Annesi Şakire Hanım, İstanbul’da vefat etti.
1 Mart 1987 Asım ve Sabri Ülker kardeşlerin 1944’te başlayan iş ortaklığı sona erdi.
13 Kasım 1989 Ülker Grubu Şirketleri, Yıldız Holding çatısı altında toplandı.
31 Ocak 1994 Ablası Sıdıka Hanım vefat etti.
5 Nisan 2000 Ülker Şirketi’nin İcra Kurulu Başkanlığı görevini oğlu Murat Ülker’e devretti.
6 Temmuz 2001 Ağabeyi Asım Ülker vefat etti. Cenazesi, Edirnekapı Mehmet Akif Şehitliği’ne defnedildi.
13 Eylül 2010 Hayat arkadaşı Güzide Ülker İstanbul’da vefat etti. Merhumenin cenazesi, 14 Eylül 2010 Salı günü Fatih Camii’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazından sonra Eski Kozlu Mezarlığı’nda ebedi istirahatgâhına tevdi edildi.
12 Haziran 2012 92 yıllık hayatının ardından, İstanbul Çamlıca’daki ikametgâhında vefat etti. Merhumun cenazesi, 13 Haziran 2012 Çarşamba günü Fatih Camii’nde, öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından, Eski Kozlu Mezarlığı’nda, eşi Güzide Ülker’in yanı başındaki kabrine defnedildi.
Söyleşi ve Yazışmalar
Söyleşi ve yazışmalar; 3 Ağustos 2006 - 18 Ocak 2014 tarihleri arasında yazar Hulûsi Turgut ile araştırmacı Ali Osman Mola tarafından Adana, Ankara, Antalya, Bilecik, Bolu, Edirne (Keşan), Eskişehir, Hatay, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kütahya, Manisa, Samsun, Sivas, Şanlıurfa, Tekirdağ (Büyükyoncalı ve Karamehmet köyleri) ile Kırım ve Brüksel’de yapıldı. Yaklaşık 400 saatte 166 kişi ile gerçekleştirilen 195 söyleşi ve yazışma için, yurtiçi ve yurtdışında 55 bin km yol kat edildi.
Abdul Wahab Al Bunnia (Yazışma)
Abdullah Ali Balsharaf (Söyleşi: 20 Ekim 2007, İstanbul)
Abdullah Gül (Yazışma: 23 Kasım 2013, Ankara)
Abdullah Şişmanoğlu (Söyleşi: 10 Kasım 2007, İstanbul)
Abdurrahman Çinbaşı (Söyleşi: 8 Eylül 2006 17 Kasım 2006, İstanbul)
Abdülkadir İman (Söyleşi: 2 Şubat 2007, İstanbul)
Adem Sezer (Söyleşi: 8 Eylül 2006 - 17 Kasım 2006, İstanbul)
Adnan Büyüksoy (Söyleşi: 23 Mayıs 2007, İstanbul)
Agâh Kafkas (Söyleşi: 30 Mart 2007, Ankara)
Ahmet Edip Uğur (Söyleşi: 7 Aralık 2006, Ankara)
Ahmet Mahir Dindar (Söyleşi: 16 Nisan 2007, İstanbul)
Ahmet Davutoğlu, Prof. Dr. (Söyleşi: 30 Mayıs 2007, Ankara)
Ahmet Özokur (Söyleşi: 2 Nisan 2007, İstanbul)
Ahmet Selvi (Yazışma)
Ahsen Özokur (Söyleşi: 19 Ocak 2008 - 8 Kasım 2012 14 Şubat 2013, İstanbul)
Ali Doğan (Söyleşi: 28 Şubat 2007, İstanbul)
Ali Ülker (Söyleşi: 19 Mart 2007, İstanbul)
Asım Kocabıyık (Söyleşi: 8 Şubat 2007, İstanbul)
Asım Taşer, Dr. (Söyleşi: 28 Şubat 2007, İstanbul)
Ataman Yıldız (Söyleşi: 4 Mayıs 2007 - 18 Eylül 2007 26 Ekim 2007, İstanbul)
Atıf Biliközen (Söyleşi: 8 Eylül 2006, İstanbul)
Avni İman (Söyleşi: 13 Aralık 2006 - 26 Ekim 2007, İstanbul)
Aziz Refiğ (Söyleşi : 7 Şubat 2007, İstanbul)
Bayram Babacan (Söyleşi: 11 Temmuz 2007, İstanbul)
Betül Ülker (Söyleşi: 19 Ocak 2008, İstanbul)
Bülent Çorapçı (Söyleşi: 19 Şubat 2007, İstanbul)
Celal Adan (Söyleşi: 22 Ocak 2007, Ankara)
Cemil Çiçek (Yazışma: 25 Ekim 2013, Ankara)
Claus Müller (Yazışma)
Deniz Baykal (Söyleşi: 4 Aralık 2013, Ankara)
Devlet Bahçeli (Yazışma: 11 Aralık 2013, Ankara)
Deyvi Florentin (Söyleşi: 26 Aralık 2006, İstanbul)
Dilaver Devlet (Söyleşi: 9 Ocak 2007, İstanbul 21-23 Haziran 2007 - 27 Eylül 2007, Kırım)
Dirk Koedijk (Yazışma)
Doğan Besler (Söyleşi: 10 Ağustos 2006, İstanbul)
Ekrem Şevket Yücesoy (Söyleşi: 31 Ocak 2007, Ankara)
Elmas Akkuş (Söyleşi: 18 Eylül 2007, İstanbul)
Erhan Kurtulmuş (Söyleşi: 8 Şubat 2007, İstanbul)
Erol Erbaş (Söyleşi: 18 Kasım 2006, İstanbul)
Fahri Öksüz (Söyleşi: 12 Ocak 2007, Hatay)
Faik Evirgen (Söyleşi : 18 Eylül 2007, İstanbul)
Faruk Berksan (Söyleşi: 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Faruk Dağyar (Söyleşi: 30 Kasım 2007, Antalya)
Fatih Ülker (Söyleşi: 23 Nisan 2013, İstanbul)
Fikret Evyap (Söyleşi: 4 Mayıs 2007, İstanbul)
Firuz Kanatlı (Söyleşi: 1 Şubat 2007, Eskişehir)
Fuat Çanakçı (Söyleşi: 16 Eylül 2006, Samsun)
George Wiederkehr, Dr. (Söyleşi: 10 Kasım 2006, Manisa)
Gülizar Bayraktar (Söyleşi: 2 Nisan 2011, İstanbul)
Hakan Kırımlı, Doç. Dr. (Yazışma: 28 Şubat 2013, 10 Mayıs 2013)
Haluk Mesci (Söyleşi: 7 Şubat 2007, İstanbul)
Haluk Yavuzer, Prof. Dr. (Söyleşi: 30 Aralık 2010, İstanbul)
Hasan Uğur (Söyleşi: 13 Aralık 2006, İstanbul)
Hasan Yozgat Söyleşi: (17 Mayıs 2007, İstanbul)
Hayati Kuru (Söyleşi: 8 Eylül 2006 - 5 Aralık 2006, İstanbul)
Hayri Dinçsoy (Söyleşi: 14 Mart 2007, İstanbul)
Hilmi Durmaz (Söyleşi: 9 Ağustos 2006, Ankara)
Hüseyin Güneş (Söyleşi: 5 Ağustos 2011, İstanbul)
İbrahim Avcu (Yazışma)
İbrahim Bodur (Söyleşi: 16 Haziran 2009, İstanbul)
İdris Erbaş (Söyleşi: 8 Eylül 2006, İstanbul)
İsmail Bacacı (Söyleşi: 4 Mart 2013, İstanbul)
İsmet Eldener (Söyleşi: 6 Aralık 2007, Eskişehir)
İsmet Sezgin (Söyleşi: 27 Mayıs 2013, Ankara 24 Ekim 2013, İstanbul-Yazışma: 30 Ekim 2013, Ankara)
İsmet Yüksel (Söyleşi: 27 Eylül 2007 - 6 Ağustos 2012, Kırım)
İzmir Tolga (Söyleşi: 24 Ocak 2007, İstanbul)
Kadir Çeliktürk (Söyleşi: 30 Kasım 2007, Antalya)
Kadir Güler (Söyleşi: 31 Temmuz 2007, İstanbul)
Kâmil Yazıcı (Söyleşi: 14 Ağustos 2007, İstanbul)
Kemal Şentürk (Söyleşi: 3 Kasım 2006, İzmir)
Kemal Unakıtan (Söyleşi: 9 Şubat 2008, Ankara)
Kerami Mercan (Söyleşi: 2 Temmuz 2007, Edirne / Keşan)
Korhan Tegül (Söyleşi: 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Kurt Seyit Çalı (Söyleşi: 2 Ağustos 2011 - 6 Temmuz 2012, İstanbul)
M. Kemal Cabıoğlu (Söyleşi: 6 Aralık 2006, İstanbul)
Macit Akın Özoflu (Söyleşi: 8 Kasım 2013, İstanbul)
Mahir Şenbabaoğlu (Söyleşi: 3 Temmuz 2007, İstanbul)
Mahmut Mahir Kuşçulu (Söyleşi: 24 Ağustos 2006, İstanbul)
Mehmet Ağar (Söyleşi: 22 Ocak 2007, Ankara)
Mehmet Ali Eroğlu (Söyleşi: 25 Aralık 2006, İstanbul)
Mehmet İman (Söyleşi: 12 Aralık 2006, İstanbul)
Mehmet Kösdağ (Söyleşi: 25 Ekim 2007, İstanbul)
Mehmet Kurtuluş (Söyleşi: 1 Mart 2007, İstanbul)
Mesut Erez (Söyleşi: 18 Haziran 2007, Kütahya)
Metin Emiroğlu (Söyleşi: 18 Eylül 2007, İstanbul)
Metin Yurdagül (Söyleşi: 7 Aralık 2006, Ankara)
Mevlüt Onat (Söyleşi: 5 Aralık 2006, İstanbul)
Mike Acemyan (Söyleşi: 23 Ağustos 2006, İstanbul)
Muallâ Öner (Söyleşi: 13 Mart 2011, İstanbul)
Murat Aluç (Söyleşi: 8 Eylül 2006, İstanbul)
Murat Ülker (Söyleşi: 19 Ocak 2008 - 23 Nisan 2013 28 Eylül 2013 - 23 Ekim 2013, İstanbul)
Mustafa Acar (Söyleşi: 19 Ekim 2007, Bolu)
Mustafa Albayrak (Söyleşi: 10 Temmuz 2007, İstanbul)
Mustafa Kalaycıoğlu (Söyleşi: 4 Temmuz 2007, İstanbul)
Mustafa (Cemiloğlu) Kırımoğlu (Söyleşi: 29 Eylül 2007 6 Ağustos 2012, Kırım)
Mustafa Özel, Dr. (Söyleşi: 6 Şubat 2007 - 2 Temmuz 2007, İstanbul)
Mustafa Ülker (Söyleşi: 23 Nisan 2013, İstanbul)
Mustafa Topbaş (Söyleşi: 2 Nisan 2007, İstanbul)
Muzaffer Kösdağ (Söyleşi: 25 Ekim 2007, İstanbul)
Mümin Erkunt (Söyleşi: 16 Temmuz 2007, Ankara)
Nahit Küçük (Söyleşi: 9 Ocak 2007, İstanbul)
Nâzım Düzenli (Söyleşi: 25 Aralık 2006, İstanbul)
Necati Can (Söyleşi: 16 Nisan 2007, İstanbul)
Necati Çelik (Söyleşi: 29 Mart 2007, Ankara)
Necdet Buzbaş (Söyleşi: 20 Şubat 2007, İstanbul)
Nevzat Yalçıntaş, Prof. Dr. (Söyleşi: 25 Ekim 2007, İstanbul)
Nihat Gökyiğit (Söyleşi: 25 Aralık 2006, İstanbul)
Nihat Öner (Söyleşi: 17 Nisan 2007, İstanbul)
Orâl Turanoğlu (Söyleşi: 3 Kasım 2006, İzmir)
Orhan Ateş (Söyleşi: 3 Şubat 2007, İstanbul)
Orhan Çakırlar (Söyleşi: 9 Temmuz 2007, İstanbul)
Orhan Göker (Söyleşi: 14 Mart 2007, İstanbul)
Orhan Kayım (Söyleşi: 25 Nisan 2007, İstanbul)
Orhan Karabulut (Söyleşi: 30 Ocak 2010, İstanbul)
Orhan Özokur (Söyleşi: 23 Ağustos 2006 - 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Osman Kartal (Söyleşi: 26 Aralık 2006, İstanbul)
Ömer Çetiner (Söyleşi: 27 - 28 Kasım 2007, Şanlıurfa)
Ömer Özokur (Söyleşi: 2 Nisan 2007, İstanbul)
Patrick Baird (Söyleşi: 14 Kasım 2006, Ankara)
Raşit Köken (Söyleşi: 28 Kasım 2006, Tekirdağ-B.Yoncalı)
Recep Tayyip Erdoğan (Yazışma: Temmuz 2013, Ankara)
Recep Toktemir (Söyleşi: 28 Kasım 2006, Tekirdağ / B.Yoncalı)
Remzi Önal (Söyleşi: 14 Mart 2007, İstanbul)
Reşat Sözen (Söyleşi: 25 Haziran 2013, İstanbul)
Rıfat Hassan (Söyleşi: 26 Aralık 2006, İstanbul)
Rıza Sepet (Söyleşi: 10 Mayıs 2007, İstanbul)
Sabahattin Zaim, Prof. Dr. (Söyleşi: 7 Mart 2007, İstanbul)
Sadettin Korkut (Söyleşi: 4 Mayıs 2007, İstanbul)
Salih Özcan (Söyleşi: 2 Şubat 2007 - 20 Şubat 2007, İstanbul)
Salih Tuğ, Prof. Dr. (Söyleşi: 25 Ocak 2007, İstanbul)
Salim Uslu (Söyleşi: 18 Ağustos 2006, Ankara)
Sami Bakanoğlu (Söyleşi: 24 Nisan 2007, İstanbul)
Sebahattin Kahyaoğlu, Dr. (Söyleşi: 18 Kasım 2006, İstanbul)
Selçuk Berksan (Söyleşi: 27 Kasım 2006 - 15 Mart 2007 19 Mart 2007 - 3 Nisan 2007 - 2 Temmuz 2012, İstanbul)
Sezgin Elmas (Söyleşi: 10 Temmuz 2007, İstanbul)
Silvio Kluzer (Söyleşi: 31 Ağustos 2009, Brüksel)
Süleyman Çelebi (Söyleşi: 17 Mayıs 2013, Ankara)
Süleyman Demirel (Söyleşi: 3 Ağustos 2006 - 23 Ekim 2013 Yazışma: 18 Ocak 2014, Ankara)
Süleyman Yalçın, Prof. Dr. (Söyleşi: 3 Şubat 2007, İstanbul)
Şaban Gülbahar (Söyleşi: 23 Ağustos 2006 25 Nisan 2007, İstanbul)
Şemsi Kopuz (Söyleşi: 25 Ekim 2007, İstanbul)
Ş̧̧ener Astan (Söyleşi: 20 Ağustos 2013, İstanbul)
Talât Özgün (Söyleşi: 1 Mayıs 2008, İzmir)
Tanıl Küçük (Söyleşi: 5 Eylül 2006, İstanbul)
Tekin Kantarcı (Söyleşi: 16 Mayıs 2007, Kayseri)
Tekin Küçükali (Söyleşi: 26 Nisan 2007, Ankara)
Tevfik Arıkan (Söyleşi: 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Turgay Demirel (Yazışma)
Tuncay Özilhan (Söyleşi: 19 Şubat 2007, İstanbul)
Turgut Ayla (Söyleşi: 17 Nisan 2007, İstanbul)
Ümit Çelebi (Söyleşi: 11 Temmuz 2007, İstanbul)
Vitali Hakko (Söyleşi: 1 Mart 2007, İstanbul)
Vural Baylan (Söyleşi: 9 Temmuz 2007, Ankara)
Vural Bulut (Söyleşi: 3 Mayıs 2007, İstanbul)
Yahya Ülker (Söyleşi: 23 Nisan 2013, İstanbul)
Yakup Tahincioğlu (Söyleşi: 2 Nisan 2007, İstanbul)
Yılmaz Akar (Söyleşi: 7 Mart 2007, İstanbul)
Yılmaz Karadeniz (Söyleşi: 16 Aralık 2006, İstanbul)
Yurdakul Gözde (Söyleşi: 18 Mayıs 2013, Bodrum)
Yusuf Oda (Söyleşi: 8 Eylül 2006, İstanbul)
Yüksel Ertan (Söyleşi: 21 Haziran 2007, İstanbul)
Yüksel Günay (Söyleşi: 24 Ocak 2007, İstanbul)
Zeki Sözen (Yazışma)
Zeki Yıldız (Söyleşi: 18 Haziran 2007, Kütahya)
Zihni Uğurses (Söyleşi: 7 Ağustos 2006, Adana)
Ziya Yıldız (Söyleşi: 18 Haziran 2007, Kütahya)
Yayınlar
A. M. Şamsutdinov Mondros’tan Lozan’a Türkiye Ulusal Kurtuluş Savaşı Tarihi 1918-1923, Çeviren: Ataol Behramoğlu, Doğan Kitap, İstanbul, 1999
Agâh Oktay Güner, Dr., Türkiye’nin Kalkınması ve İktisadî Devlet Teşekkülleri, Damla Yayınları, İstanbul, 1978
Ahmet Davutoğlu, Prof. Dr., Stratejik Derinlik - Türkiye’nin Uluslararası Konumu, 68. Baskı, Küre Yayınları, İstanbul, 2011
Alan Fisher, Kırım Tatarları, Çeviren: Eşref B. Özbilen, Selenge Yayınları, İstanbul, 2009
Alan Parmer, 1853-1856 Kırım Savaşı ve Modern Avrupa’nın Doğuşu, Türkçesi: Meral Gaspıralı, Sabah Kitapları İstanbul, 1999.
Aleksandr Keresnki, Kerenski ve Rus İhtilâli, Çeviren: Rasih Güran, Ağaoğlu Yayınevi, İstanbul, 1967.
Ali Polat, Üç Bin Yıllık Birikim, Enes Matbaacılık, İstanbul, 2006.
Aram Andonyan, Balkan Savaşı, Çeviren: Zaven Biberyan, Aras Yayıncılık, İstanbul, 1999. Atlas Tarih Dergisi Özel Sayısı, “100. Yılında Balkan Savaşları”, Sayı: 16, 2012.
Aziz Kaylan, “Tarihimizin Unutulan Olayı Kırım Savaşı (1853-1856)”, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1975.
Boris Pasternak, Doktor Jivago, Cem Yayınevi, İstanbul, 2011.
Burhan Belge, İkinci Dünya Savaşı - Radyo Konferansları, Başnur Matbaası, Ankara, 1970.
E. H. Carr, Sovyet Rusya Tarihi, Bolşevik Devrimi 1917 - 1923, 3 Cilt, Ceviren: Orhan Suda, Metis Yayınları, İstanbul, 1979.
Emel Akal, Milli Mücadelenin Başlangıcında Mustafa Kemal, İttihat Terakki ve Bolşevizm, İletişim Yayınları, İstanbul, 2012.
Erdal Güven, “Stalin-Troçki Mücadelesi”, Atlas Tarih Dergisi, Sayı: 18, Şubat-Mart 2013.
Ernest Hemingway, İşgal İstanbul’u ve İki Dünya Savaşı’ndan Mektuplar, Türkçesi: M. Ali Kayabal, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1970.
Fahir Armaoğlu, Prof. Dr., 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1983.
Ferénc Feher - Helles Ágnes, Doğu Avrupa Devrimleri, Derleyip Çeviren: Tarık Demirkan, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1995.
Fevzi Çakmak, Batı Rumeli’yi Nasıl Kaybettik?, Yayına Hazırlayan: Ahmet Tetik, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2012.
Hayrettin Bey, Kırım Harbi, Yayına Hazırlayan: Şemsettin Kutlu, Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul.
Henrik Eberle-Matthias Uhl, Hitler Kitabı, Çeviren: Mustafa Tüzel, NTV Yayınları, İstanbul, 2009.
Hulûsi Turgut, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Avrasya ve Demirel, II. Cilt, ABC Yayınları, İstanbul, 2002. Demirel’in Dünyası, ABC Yayınları, İstanbul, 1992.
İlhan Ayverdi, Misalli Büyük Türkçe Sözlük, 3 Cilt, Kubbealtı Yayınları, İstanbul, 2006.
İlhan Bardakçı, Bir İmparatorluk Yağması - Balkan Bozgunu ve I. Dünya Harbi, 3. Baskı, Ajans-Türk Yayınları, Ankara.
İlhan Tekeli-Selim İlkin, 1929 Dünya Buhranında Türkiye’nin İktisadi Politika Arayışları, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara, 1977.
İsmail Soysal, Soğuk Savaş Dönemi ve Türkiye - Olaylar Kronolojisi (1945-1975), İsis Yayımcılık, İstanbul, 1997.
İsmet İnönü, Hatıralar, 2. Kitap, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1987.
Jak Deleon, Beyoğlu’nda Beyaz Ruslar, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2003.
Kâmuran Gürün, Türk-Sovyet İlişkileri (1920-1953), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1991.
Kâzım Karabekir, Ankara’da Savaş Rüzgarları, II. Dünya Savaşı - CHP Grup Tartışmaları, Emre Yayınları, İstanbul, 1994.
Kemal Çapraz, Sürgünde Yeşeren Vatan Kırım, Turan Yayıncılık, İstanbul, 1995.
Kerem Çalışkan, 100 Yılın Rövanşı, Caretta Yayınları, İstanbul, 2012. Kütahya Lisesi 100. Yıl Albümü (1890-1990), Ekspres Matbaası, Kütahya, 1990.
Leon Troçki, Balkan Savaşları, Çeviren: Tansel Güney, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2012.
Lev Tolstoy, Sivastopol 1855, Türkçesi: E. Nermi, Gün Yayınları, İstanbul, 1966.
Liddell Hart, II. Dünya Savaşı Tarihi, 1. ve 2. Cilt, Çeviren: Kerim Bağrıaçık, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1999.
Mehmet Arif Demirer, Demokrat Parti ve Tarım, Demokrat Parti 60.Yıl Kitapları No:5, Ankara, 2006. Demokrat Parti’nin Yatırımları, Demokratlar Kulübü Yayınları, Ankara, 2006. 6 Eylül 1955 Olaylarına 50.Yılda Yeni Bakış, Demokratlar Kulübü Yayınları, Ankara, 2006.
Mehmet Maksudoğlu, Prof. Dr., Kırım Türkleri, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2009.
Mert Toker-Ceyhun Arca, Alman’ın Mehmetçikleri, Cinius Yayınları, İstanbul, 2012.
Nadir Devlet, Prof. Dr., İsmail Gaspıralı, Başlık Yayın Grubu, İstanbul, 2011.
Necip Fazıl Kısakürek, Çile, Yapı Kredi Kültür Yayınları, İstanbul, 2005.
Olaf Caroe, Sir, Sovyet İmparatorluğu, 2 Cilt, Tercüme: Zerhan Yüksel, Tercüman 1001 Eser, İstanbul.
Onur Öymen, Silahsız Savaş, Remzi Kitabevi, İstanbul, 2002.
Orlando Figes, Kırım - Son Haçlı Seferi, Çeviren: Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2012.
Ömer Sami Coşar, Troçki İstanbul’da, Kitaş Yayınları, İstanbul, 1969.
Özcan Pehlivanoğlu, Yeniden Merhaba Rumeli, Ufuk Ötesi Yayınları, İstanbul, 2008.
Philip S. Jowett, Balkan Harpleri’nde Ordular 1912-13, Çeviren: Emir Yener, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2012.
Safiye Erol, Ülker Fırtınası, Kubbealtı Neşriyatı, İstanbul, 2010.
Şevket Rado, Hayat Böyledir, Doğan Kardeş Yayınları, İstanbul, 1966.
Sâmiha Ayverdi, Türk-Rus Münasebetleri ve Muharebeleri, Turan Neşriyat Yurdu, İstanbul, 1970.
Serge A. Zenkovsky, Prof. Dr., Rusya’da Pan-Türkizm ve Müslümanlık, Çeviren: Prof. Dr. İzzet Kantemir, Üçdal Neşriyatı, İstanbul, 1983.
Süheyl Gürbaşkan, Bir Reklâmcı Aranıyor, İstanbul Reklâm Yayınları, İstanbul, 1980
Süleyman Demirel, Bir Ömür Suyun Peşinde, 2 Cilt, (2. Baskı) ABC Medya Ajansı Yayınları, İstanbul, 2006.
Stefan Zweig, Yıldızın Parladığı Anlar, Çeviren: Burhan Arpad, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 1997.
Stefanos Yerasimos, Türk-Sovyet İlişkileri, Ekim Devrimi’nden Milli Mücadeleye, Gözlem Yayınları, İstanbul, 1979.
Stephane Lauzanne, Balkan Acıları, Kastaş Yayınları, İstanbul, 1990.
Taha Akyol, Rumeli’ye Elveda, Doğan Kitap, İstanbul, 2013.
Yahya Sezai Tezel, Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi 1923-1950, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, 1994.
Yaşar Kalafat, Dr., Kırım-Kuzey Kafkasya Sosyal Antropoloji Araştırmaları, ASAM Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Yayınları, Ankara, 1999.
Yılmaz Öztuna, Rumeli Kaybımız - 93 ve Balkan Savaşları, Ötüken Neşriyat, İstanbul, 1990. Osmanlı Devleti Tarihi, Faisal Finans Kurumu Yayını, İstanbul, 1986.
A
Abdurrahman (Sabri Ülker’in ağabeyi) 68, 317
Abdülhamid II., Padişah 51, 56, 58-60, 107, 565, 566
Abdülmecid, Padişah 51
Ablum, Mahir 163, 641, 642
Acar, Mustafa 613, 614, 633, 717
Acıman, Eli 525
Ağca, Mehmet Ali 426
Ahmet Ziya Bey (Sabri Ülker’in dayısı) 59, 102, 125-128, 131
Akbulut, Ziyaeddin 616-617
Akın, Kenan 514, 515
Aksoy, Temel 253
Aktin, Edip 679
Akyol, Taha 683, 691, 693, 722
Akzambak, Mehmet 376
Al-Bunnia, Haj Abdul ahab 480, 715
Aleko Usta 204
Allen, Melvin C. 310, 311
Ali Haydar Efendi 222-223
Altıntak, Hüseyin 204, 595
Arın, Suat 628
Arıkan, Tevfik 633, 634, 719
Arısan, Mehmet 162
Aslan, Yusuf 377
Astan, Şener 585, 628, 629
Ataseven, Asaf 465, 466, 530, 661
Ataseven, Gülsen 465, 466
Ateş, Orhan 559, 560
Atatür, Pervin 172
Atatürk, Mustafa Kemal 107, 108, 113, 114, 123, 146, 147, 154, 158, 168, 172, 267, 314, 365, 378, 554
Avcu, İbrahim 209
Aydemir, Talat 332
Aydıner, Atilla 620
Ayvazovski, İvan 51
B
Bacacı, İsmail 418
Balcı, Şükrü 370, 394, 395, 548
Balzac, Honor± de 55
Bahçeli, Devlet 32
Barnes, Harry 301
Başar, Şükûfe Nihal 154, 223
Başaran, Mustafa 360, 361
Bayar, Celal 167, 211, 268, 332, 347
Baykal, Deniz 30
Bayraktar, Gülizar 249-251
Bayram, Mahmut 667
Benekay, Yahya 226, 228
Berker, Şinasi Nahit 349
Berkman, Münir Müeyyed 154, 158
Berksan, Betül (Asım Ülker’in kızı) 240, 290, 465-467, 669
Berksan, Faruk 116, 240, 259, 349, 351, 352, 354, 355, 357- 360, 362, 368, 369, 371, 387, 400, 405, 415, 460, 486, 487, 533, 534, 592, 602, 636, 707
Berksan, Selçuk 58, 79-81, 91, 101, 109, 116, 118, 119, 127, 139, 142, 173, 181, 200, 201, 203, 205, 240, 257-260, 262, 263, 285, 311, 314, 315, 336, 337, 350-352, 354, 359, 369, 370, 373, 376, 382, 383, 385, 387, 399, 401, 405, 415, 434, 448, 449, 484, 494, 702
Besler, Doğan 143
Besler, Fehmi 143
Besler, Sami 141, 170
Beyatlı, Yahya Kemal 122, 172, 555
Beykont, Zeki 159, 160, 162
Biliközen, tıf 362
Bodur, İbrahim 321, 323, 325
Bolak, Aydın 325
Bonaparte, Napolyon 156, 213, 301
Boran, Behice 426
Bölükbaşı, Rıza Tevfik 157
Budak, Rıdvan 418, 419, 424
Buzbaş, Necdet 403, 404, 430, 536, 538, 539
Büyük, Gürol 445
Büyükanıt, Yaşar 550
C
Cansen, Ege 463
Cengiz Han 40, 41
Ceyhun, Ekrem 689
Churchill, Winston 43, 44, 193, 301
Cibran, Halil 89, 137, 701
Cilasun, Zafer 346
Clay, Muhammed Ali 646
Commer, Robert 346
Coşkun, Ali 564
Ç
Çağlayangil, İhsan Sabri 519
Çalı, Kurt Seyit 84-86, 90, 91, 94, 110, 114, 119, 120, 185, 226-228, 231, 232
Çalı, Nuriye 231
Çakır, Erden 636
Çamlıbel, Faruk Nafiz 153
Çanakçı, Fuat 340, 341, 585, 592, 594, 679
Çanakçı, Suat 594
Çar Nikolay 107, 120
Çehov, Anton 51
Çelebi, Bünyamin 531
Çelebi, Süleyman 418-421
Çelebi, Ümit 513, 514, 521, 522, 530, 542
Çeliktürk, Kadir 601
Çetiner, Ömer 614, 615, 617
Çiçek, Cemil 19
Çiller, Tansu 554
Çizmecioğlu, Abdullah 172
Çizmecioğlu, Mustafa 172
Çorapçı, Bülent 320-322, 325, 548
D
Dağcı, Cengiz 51
Dağyar, Faruk 590, 591, 634
Damat Ferit Paşa 108
Davis, William Hersey 319
Davutoğlu, Ahmet 104, 105, 350, 412, 413, 443, 451, 661
Davutoğlu, Sare 104
Demirel, Süleyman 24, 45, 46, 175, 304, 333-335, 345, 364, 378, 417, 424-426, 428, 519, 520, 548, 554, 580, 626
Demirel, Turgay 580, 581
Denizci, Süheyl 265, 695, 697
Denktaş, Rauf 425
Devletof Süleymanoğlu, Dilaver 116, 117
Dinçsoy, Ahmet 207, 208
Dinçsoy, Hamdi 141, 353
Dinçsoy, Hayri 208
Dinçsoy, İsmet 207
Dinçerler, Vehbi 165
Doğan, Ali 571, 572, 576
Durmaz, Hilmi 539, 585, 596, 597
Duruel, Hasan 617
Düzenli, Samime 179
E
Ecevit, Bülent 346, 376-378, 384, 392, 425, 428, 519, 520, 551
Ecevit, Rahşan 520
Eczacıbaşı, Nejat 609
Ecirzade, Mustafa Avni 171
Edison, Thomas 301
Eflatun (Platon) 146, 151
El Mutavva, Abdullah 305
Elrom, Efraim 365
Emiroğlu, Metin 409, 410
Engin, Kemal 153
Erbakan, Necmettin 175, 347, 364, 365, 376, 378, 424, 519, 549, 551, 554, 618
Erbuğ, Orhan 384, 385
Erdem, Ercan 384, 385
Erdoğan, Recep Tayyip 22, 618, 619, 622, 623, 690
Erez, Mesut 163, 641
Erkunt, Mümin 338, 339
Eroğlu, Mehmet Ali 609, 611
Erim, Nihat 364, 365, 377, 519
Erol, Safiye 199, 200
Erozan, Celal Sahir 154
Ersoy, Mehmet Akif 66
Ertan, Yüksel 521-524
Esen, Fikret 214, 215
Esener, Ali Fethi 520
Eşref Sabit 154
Evren, Kenan 425, 426, 519, 520
Eyüboğlu, Bedri Rahmi 122
F
Fahreddin (Türkkan) Paşa 106
Fatih Sultan Mehmed, Padişah 41, 197
Feyzioğlu, Turhan 424, 426
G
Gamsız, Nuri 265, 695, 697
Gaspıralı, İsmail Bey 42, 43, 45
Gates, Bill 691
Gazioğlu, Şaban 321
General Wrangel 120, 124
Genç, Faruk 265
Gezmiş, Deniz 377
Goethe, Johann Wolfgang von 71, 169
Goldenberg, Emil 679
Gomez, Heinz 264
Gök, Adem 178
Gök, Süleyman 178
Gökçen, Sabiha 114
Gökbörü Kançal, Fikri 110
Gökyiğit, Nihat 313, 567
Gövsa, İbrahim Alâaddin 154, 158
Gözde, Yurdakul 422
Gül, Abdullah 15
Gülen, Fethullah 550
Gümüşpala, Ragıp 332
Günay, Yüksel 583, 584
Güneş, Hüseyin 566, 600
Güney, Eflatun Cem 151
Gürbaşkan, Süheyl 521
Gürcan, Tarık 265
Gürel, Halit 139, 144, 450
Gürsel, Cemal 332, 345
Güzelses, Celal 217
H
Hacı Bekirzade Ali Muhiddin 171
Hacı Geray Han 41
Hacı İslam Efendi (Sabri Ülker’in babası) 17, 39, 52, 53, 57-62, 64-69, 71, 73, 76, 79-81, 83, 86, 87, 89, 91-94, 96, 97, 106, 110, 113, 114- 116, 118, 119, 122, 125- 128, 131, 134, 135, 138-140, 141, 171, 185, 207, 208, 223, 230, 235-237, 239-241, 248, 255, 316, 317, 681, 711, 712
Hacı Sayid 171
Hafız Numan Efendi (Sabri Ülker’in dedesi) 61, 64, 67, 68
Hafız Rıza Bey (Sabri Ülker’in dayısı) 102
Hanife Hanım 223
Hasan Efendi (Sabri Ülker’in dedesi) 52, 55, 58, 59, 62, 681
Hassan, Rıfat 308, 309
Hatemi, Nadir 273
Hatice Gülsüm Hanım (Sabri Ülker’in babaannesi) 52, 55, 62
Haşim, Ahmet 153, 156
Hitler, Adolf 159, 184, 185, 189, 210, 214, 225, 229
Hugo, Victor 555
Humeyni, Ayetullah 426
Hz. Ali 393, 394
Hz. Muhammed 106, 137
I
Ilıcak, Kemal 514
Işık, Murat 110
İ
İbrahim, Veli 90, 91
İman, Ahmet 417
İman, Avni 220, 277, 401, 402
İman, Mehmet 238
İman, Muharrem 222, 275, 639
İman, Sabiha 116, 190, 236, 273, 275
İnam, Orhan 359
İnan, Hüseyin 377
İnönü, Erdal 554
İnönü, İsmet 114, 167, 168, 193, 194, 211, 332, 333, 347, 364, 377, 378
İnönü, Mevhibe 114
İpekçi, Abdi 426
İsmail Hakkı (Sabri Ülker’in ağabeyi) 68, 91, 317, 557
İzzet Melih 159
J
Jankoviç, Jean Paul 679
Jobs, Steve 691
Johnson, Lyndon B. 310, 345
K
Kâmil Paşa 565
Kamu, Kemalettin 154
Kanatlı, Firuz 349, 350, 683, 685, 688
Kantarcı, Hayrullah 630
Kantarcı, Tekin 630, 631
Kantarcızade Hacı Ömer 172
Karaağaçlı, Hacı Mustafaoğlu Süleyman 172
Karabulut, Orhan 179, 180, 181
Karaca, Kadri 263
Karaca, Yunis 568
Karadayı, İsmail Hakkı 557
Karadeniz, Yılmaz 224
Karataş, Ayfer 299
Karpat, Kemal 692
Kasım, Ahmet 167
Katerina (Çariçe) 45
Kaufman, Aleander 302
Keçeci, Karpiç (Juri Georges Karpovitch) 172
Kent, Muhtar 697
Kerenski, Aleksandr 107
Kırımlı, Ahmet İhsan 324
Kırımoğlu (CemiloğluԜ) Mustafa 46-48
Kısakürek, Necip Fazıl 154, 155, 677
Kibritçioğlu, Ahmet 597
Kocabıyık, Asım 533
Koç, Vehbi 172, 254, 305, 321, 603, 605, 687
Koçu, Reşat Ekrem 179
Kohen, Hayim 219, 220, 222, 224, 225, 255
Konfüçyüs 169
Koraltan, Refik 211
Koru, Naci 566
Korutürk, Fahri 376, 378, 425, 426, 519
Koryürek, Enis Behiç 154
Köprülü, Fuat 211
Kösdağ, Mehmet 130, 319
Kubayev, Memet 86, 91
Kumak, Mehmet Gafur 172
Kurt Mehmet (Sabri Ülker’in amcası) 55
Kuşçulu, Mahmut Mahir 330, 476, 477
Kuşçulu, Nuh 320, 321, 324, 327, 330, 331, 475, 476, 478
Küçükali, Tekin 406, 407, 569
L
La Bruy°re, Jean de 555
Lamartine, Alphonse de 109
Le Bon, Gustave 109
Lenin (Ulyanov), Vladimir İlyiç 79, 90, 96, 107, 122
M
Mahire (Sabri Ülker’in ablası) 61, 139, 317
Mardin, Yusuf 154
Mareşal Fevzi Çakmak 210
Marko Usta 170
Mar, Karl 90, 123
Mavituna, Abdurrahman 151, 167
Mehmet Turhan Bey 171
Melen, Ferit 378
Menderes, Adnan 211, 257, 265-268, 296, 332, 377, 522, 554
Menderes, Yüksel 377
Mercan, Kerami 607, 608
Mercan, Nedim 607
Mercan, Sami 607
Meriç, Cemil 240
Mesci, Haluk 521, 522, 525, 526
Morçay, Şükrü 496
N
Nahum, Hayim 203, 303
Nebioğlu, Kemal 380-382, 396, 417, 424
Neriman Teyze (apartman komşuları) 244
Nurettin Hoca 667
O
Oluç, Mehmet 585, 596, 598
Onnik Usta 208, 258
Orhon, Orhan Seyfi 154, 158
Ortaylı, İlber 45, 213
Osman Nuri Bey 171
Osmanoğlu, Abid 565
Ö
Öksüz, Fahri 588, 589, 679
Öner, Mualla 59, 72, 131, 199
Öner, Nihat 82, 102, 130, 132, 207
Ömer, Öner 679
Önsel, Vedat 425
Öz, Sebahattin 153
Özal, Turgut 165, 175, 327, 343, 346, 409-411, 520, 554, 689, 692
Özbek, Necip 615
Özcan, Gazanfer 447, 448
Özcan, Gönül Ülkü 447, 448
Özcan, Salih 304-307, 565, 566
Özdemir, Sadi 516, 517, 692
Özdemir, Nâzım 363
Özden, Yekta Güngör 561
Özdil, Yılmaz 683, 695, 697
Özdöner, Fazıl 615
Özel, Mustafa 144, 145, 176, 475, 522, 535
Özgü, Cemal 181
Özgü, Cemile 181
Özgün, Talât 215, 216, 218
Özhun, Kayhan 475
Özilhan, Tuncay 471-473, 475, 477, 577
Özokur, Ahmet 104, 617, 643, 660, 661, 669
Özokur (Ülker) Ahsen 36, 38, 76, 95, 97, 100-104, 118, 133, 145, 162, 166, 200, 222, 235, 237, 240-243, 246, 249- 251, 270, 275, 280, 281, 283- 285-292, 316, 354, 372, 387, 388, 462, 468, 484, 542, 645, 649, 678, 679, 681, 712
Özokur, Alanur 660
Özokur, Ayşe Senem 660
Özokur, Beyhan 660
Özokur, Kerem 660
Özokur, Nur Vera 669
Özokur, Orhan 104, 354-356, 363, 380, 381, 441, 475, 489, 491, 492, 536, 540, 575, 578, 661
Özokur, Ömer 643, 652, 653, 660
Özokur, (Davutoğlu) Sefure 104, 661, 669
Özokur, Yusuf İhsan 669
P
Page, Larry 691
Pandeli Usta 201
Pasternak, Boris 52, 77
Peker, Alptekin 680
Polatkan, Hasan 332, 554
Puşkin, Aleksandr Sergeyeviç 51
R
Rado, Şevket 269, 270, 281, 555
Rakiros, Parasko 183, 203, 205
Rasputin, Grigori 107
Recaizâde Ekrem 153
Richepin, Jean 154
Roosevelt, Franklin 43, 44
S
Sabancı, Hacı Ömer 685, 688
Sabancı, Sakıp 562, 685, 688
Sadık Rifat Paşa 692
Saharov, Andrey 47
Said Şamil 565
Sancar, Semih 426
Saracoğlu, Şükrü 177, 193, 194, 205
Sazak, Gün 519
Selışık, Selahattin 214, 215
Sepet, Rıza 594, 625, 626, 679
Seyit Ömer, (Sabri Ülker’in amcası) 55, 101
Sezer, Adem 167, 504
Sezgin, İsmet 26, 557, 558
Sıdıka Hanım (Sabri Ülker’in ablası)
Simavi, Sedat 233
Socrates 69, 316
Songar, Ayhan 564
Sökmen, Tayfur 519
Sözen, Reşat 618, 619
Sözer, Vural 521
Sultan Aziz, Padişah 692
Sultan Reşad, Padişah 87
Sunay, Cevdet 345, 364, 365, 377
Sükan, Faruk 426
Stalin, Jozef 43-45, 47, 50-52, 80, 90, 114, 122, 123, 185, 240, 288
Ş
Şahabettin, Cenap 156
Şakire Hanım, (Sabri Ülker’in annesi) 55, 61, 65, 67, 68, 76, 78, 81, 82, 91, 93, 102, 114, 125, 126, 136, 138, 171, 205, 237, 239, 240, 241, 291, 316, 317, 711, 713
Şapolyo, Enver Behnan 172
Şendal, Yusuf 172
Şentürk, Aziz 167
Şentürk, Kemal 585, 603, 605, 628
Şentürk, Namık Kemal 376
Şerif Hüseyin Paşa 106
Şeyh Şamil 565
Şişmanoğlu, Abdullah 278
T
Tağmaç, Memduh 346, 364
Tamer, Zekirriya 162
Taviloğlu, Mustafa 244
Tecer, Ahmet Kutsi 154
Tolga, İzmir 521, 522, 526-528
Topbaş, Mustafa 120
Topbaş, Sabahattin 321, 327, 328
Tosunzade, Abdurrahman 172
Troçki, Leon 66, 122-124
Tunagür, Yaşar 304
Tuncer, Kenan 170, 178
Turanoğlu, M. Uluğ 154
Turhan, Mediha 172
Tuğ, Salih 533, 534, 568
Tural, Cemal 346
Türkeş, Alparslan 210, 406, 407, 424, 519, 520, 551, 554, 592, 594
Türel, Yusuf 321
U
Uğur, Hasan 327, 328
Uğurses, Zihni 594, 596, 636, 637, 679
Ulaş, Fahrettin 321
Unakıtan, Kemal 110
Uras, Güngör 683, 689, 690, 692
Uşaklı, Ömer Bedrettin 154
Ü
Ülken, Aydın 526
Ülker, Ahmet Asım 58, 64, 68, 76, 79-82, 85, 91, 92, 99, 101, 115, 116, 118, 126-128, 131- 133, 135, 139, 141-143, 169- 179, 181-185, 197-199, 201- 205, 207, 208, 214, 221, 230, 231, 239-241, 247-249, 252- 255, 256, 258, 259, 261, 272, 303, 307, 316, 319, 320, 326, 335, 351, 352, 354, 357, 387, 397, 405, 414, 415, 417, 437, 444, 483-485, 487-489, 491, 500, 505, 522, 587, 590, 591, 593, 594, 601, 607-609, 631, 640, 662, 681, 685, 686, 699, 701, 710-713
Ülker, Ali (Ahsen Özokur’un oğlu) 83, 103, 274, 277, 293, 396, 397, 484, 533, 534, 536, 538, 539, 568, 576, 643, 646, 647, 652
Ülker, Ali (Sabri Ülker’in oğlu) 35, 36, 235, 237-239, 241, 242, 246, 269, 270-279, 292
Ülker (Ataseven), Betül 240, 290, 465-467, 669
Ülker, Fatih 643, 669, 674
Ülker, Fatma 117, 190, 652
Ülker, Güzide (İman) 76, 130, 220, 222, 235-237, 248-251, 258, 259, 269, 270, 280, 292, 316, 319, 387, 388, 401, 465- 467, 469, 551, 591, 617, 645, 670, 675, 677, 678, 682, 712, 713
Ülker, İbrahim 652
Ülker, Meryem 652
Ülker, Murat 36, 38, 59, 60, 62, 69, 109, 111, 113, 115, 118, 165, 213, 219, 240, 245-248, 253, 255, 271, 276, 280, 292, 300, 344, 373, 375, 387, 395, 398, 418-420, 424, 437, 440, 442-444, 456, 462, 466, 469, 489, 491, 492, 503, 532, 535, 536, 539-544, 547, 556, 557, 559, 570, 575, 605, 645, 669, 673, 692, 699, 701, 704, 707, 710, 713
Ülker, Mustafa 643, 669, 670, 673
Ülker, Rahmi 217
Ülker, Yahya 618, 643, 669, 670, 677
Ülker, Zehra 174, 230
Ülker, Zeynep 652
Ülkücü, Aydın 437
Ürgüplü, Suat Hayri 333, 377
V
Vahideddin, Padişah 107
W
Wiederkehr, George 475, 479
Y
Yalçın, Süleyman 564
Yalçıntaş, Nevzat 120, 129, 130, 142, 555, 562, 563
Yaramanoğlu, Hüdai 447, 661
Yavuzer, Haluk 270, 433-435, 441, 443
Yazıcı, Kâmil 327-329, 472
Yazıcı, Osman 475
Yelmen, Hasan 326
Yener, Faruk 265
Yıldız, Ziya 164, 166, 341, 342, 639
Yılmaz, Mesut 554
Yozgat, Hasan 343, 595, 679
Yöntem, Ali Canip 154
Yusuf Ziya 153, 171
Yusuf Ziya Bey (şekerci) 171
Yurdagül, Metin 38, 499, 500, 501, 509, 510, 512, 514, 567
Yurdakul, Mehmet Emin 210
Yurdoğlu, Lebit Fehmi 154
Yüceses, Fethi 192
Yüceses, Hamiyet 178, 192
Yücesoy, Ekrem Şevket 560, 561
Yüksel, İsmet 51
Z
Zaim, Sabahattin 321
Zorlu, Fatin Rüştü 332, 554
Zweig, Stefan 197