Recep Tayyip Erdoğan

Türkiye Cumhuriyeti 12. Cumhurbaşkanı

Merhum Sabri Ülker’in aziz hatırasına…

Değerli sanayici, muhterem gönül insanı, değerli ağabeyimiz Sabri Ülker’i, aramızdan ayrılıp ebediyete intikalinin birinci sene-i devriyesinde rahmetle, minnetle yâd ediyor, Allah ondan razı olsun, mekânı inşallah cennet olsun diyorum.

Merhum Sabri Ülker, 1920 yılında, zulmün, ayrımcılığın, tehcirin hüküm sürdüğü bir coğrafyada, çok zor şartlar altında yaşamını idame ettiren bir ailenin ferdi olarak dünyaya gelmiş, çocukluğunu da bu zor şartlar altında geçirmiş, adeta çocukluğundan mahrum bırakılmıştı.

Çocukluğunda yokluğu ve yoksulluğu tüm zerrelerine kadar yaşamış olan merhum Ülker, Türkiye’ye göç ettikten ve yine zor şartlar altında Türkiye’de eğitimini tamamladıktan sonra, kendisini çocukları sevindirmeye adamıştı.

1944 yılında, Eminönü’nde, Nohutçu Hanı’nda üretmeye başladığı bisküviler, o günden itibaren tüm çocukların sevinci olduğu kadar, babaların ve annelerin çocuklarını sevindirmesi için en güzel hediye oldular. Dahası, Ülker ismi, 9 ülkede, 60 fabrikada üretimi yapılan, 300 farklı markaya ulaşan, 80 farklı ülkede çocukları sevindiren, Türkiye’nin gururu bir isme, Türkiye’nin iftihar kaynağı bir uluslararası markaya dönüştü.

Sabri Ülker, çocukların en büyük neşe kaynağı ürünleri Türkiye’ye ve dünyaya kazandırırken, ülkemizin ekonomisine de çok büyük katkılar sağladı, binlerce insanı istihdam etti, dolaylı olarak yüz binlerce insanın geçim kaynağı oldu.

Merhum Sabri Ülker’in hayat hikâyesi, hiç kuşkusuz Türkiye’nin kalkınma hikâyesinin aynasıdır, Türkiye’nin başarı hikâyesinin yansımasıdır. Sabri Ülker, bir çocuk olarak, bir genç olarak çok büyük zorluklar yaşadığı gibi, bir sanayici olarak, Türkiye’nin iftihar kaynağı uluslararası bir markanın isim babası olarak da çok büyük meşakkatlere göğüs gerdi. İlk üretime başladığında, 2 ay içinde iflas edeceği düşünülüyordu; ama o direndi, sabretti, sebat etti; sonraki yıllar içinde, gerek ekonomik dalgalanmalara, gerek kendisine ve markasına yönelik saldırılara karşı metanetle göğüs gerdi. Hem ülkesinin büyümesine en güzel desteği verdi, hem de bu ülkenin sanayici namzetlerine aydınlık bir yol bıraktı, bir rehber oldu.

Merhum Ülker, aynı zamanda bir gönül insanıydı… Ekonomik kalkınmanın, beşeri kalkınma ile mümkün olacağına yürekten inanmış, genç mühendislerin, teknikerlerin, kalifiye işçilerin yetişmesi için; çocukların okuyabilmesi, ülkeleri için yararlı birer genç olabilmeleri için yüreğini ortaya koymuştu. Ürettiği markalarla çocukları sevindirdiği kadar, elinden tuttuğu, başını okşadığı, geleceğini aydınlattığı çocuklarla da müşfik bir insan olduğunu ispat etmişti.

Merhum Sabri Ülker, Türkiye’nin en büyük markalarından birinin sahibiydi; ama O, aynı zamanda Türkiye’nin yetiştirdiği en değerli sanayicilerden, ismi asla unutulmayacak en büyük gönül insanlarından biriydi.

Sabri Ülker’i tanımış olmaktan, onunla aynı ufku, büyük, güçlü, başı dik ve itibarlı bir Türkiye ufkunu paylaşmış olmaktan, bunun için mücadele vermiş olmaktan her zaman iftihar ettim.

Milletçe, ülkesine ve özellikle Türkiye’nin çocuklarına bıraktığı anlamlı mirastan dolayı; adeta bir çocuk gibi büyütüp uluslararası boyuta taşıdığı Ülker markasından dolayı kendisine minnettarlığımızı ifade ediyor; tekrar Allah’tan rahmet niyaz ediyor, mekânı inşallah cennet olsun diyorum.

Ankara, Temmuz 2013

Recep Tayyip Erdoğan

Türkiye Cumhuriyeti 12. Cumhurbaşkanı

Önceki
Hikaye
Sonraki
Hikaye